eng

Kaza nedir? accident ne demek?

kaza

İngilizce: accident

Uçuş amaçlı olarak herhangi bir personelin uçağa binmesi ile söz konusu personelin tamamının uçağı terk etmesi arasında geçen sürede, uçak operasyonlarıyla ilgili olarak tanımlanan: a. Bir kimsenin ölümcül veya ciddi yaralanma durumları; -Uçak içerisinde, veya - Uçaktan kopmuş parçalar da dahil uçağın herhangi bir parçasının doğrudan teması, veya - Doğrudan uçak motorunun şiddetli hava akımına maruz kalma (jet blast) doğal nedenlerle yaralanmalar hariç, acı veren/hoş olmayan bir durumun kendiliğinden ya da diğer kişiler nedeniyle oluşması, dış alanlarda saklanan kaçak/biletsiz yolcuların yaralanması ya da normal olarak yolcuların ve ekibin yaralanması; veya b. Uçaktan kaynaklı hasar veya yapısal yetmezlik durumları: - Uçağın yapısal dayanıklılığının, performansının veya karakteristiklerinin olumsuz etkisi, - Normal olarak tamir veya etkilenen parçanın değiştirilmesini gerektiren haller, motor arızası veya hasarı hariç, hasar motorla sınırlandırıldığında motoru çevreleyen metal aksam ve aksesuarlar veya; pervanelerle, kanat uçlarıyla, antenlerle, frenlerle, lastiklerle, uçağın aerodinamik yapısı ile uçak kaportası üzerindeki küçük oyuklar/ çöküntüler veya deliklerle sınırlandırılmış hasarlar; veya c. Uçağın kayıp ya da uçağa ulaşılamaması durumu.

DHMİ Havacılık Terimleri Sözlüğü

kaza

İngilizce: accident

Kasıt söz konusu olmaksızın, beklenmedik bir zamanda ve şekilde, yaralanmalara, can ve mal kayıplarına neden olan olay

kaza

1. Hükmetme, karara bağlama, emretme, mahkeme etme, yargı.
”Siz, ihtilafa düştüğünüz bir konuda benim hakemliğime başvurmak için bana gelirsiniz. Biriniz davasının delillerini (haksız olduğu hâlde) daha güzel anlatır. Ben ancak bir insanım. Duyduğumla kaza ederim. (Haksız olduğu hâlde) kime kardeşinin hakkından bir pay vermişsem o ateşten bir parçadır. Sakın onu almasın.” (Hadis)
2. Allah’ın, kulları için belirlemiş olduğu şeylerin zamanı ve yeri gelince tek tek ortaya çıkması, uygulanıp gerçekleşmesi. Allah’ın, olacak her şeyin ne zaman ve ne şekilde gerçekleşeceğini önceden bilmesine, belirlemesine kader; Allah’ın takdirinin yeri ve zamanı gelince, o şeylerin Allah tarafından yaratılmasına ise kaza denir. Bu anlamda kaza, kader ile birlikte kullanılır. Buna göre önce kader, sonra kaza gelir.
3. Yerine getirme, ödeme.
”Malının zekâtını verdiğin zaman üzerinde olan (zekât) borcunu kaza etmiş olursun.” (Hadis)
4. Zamanında yerine getirilememiş olan dinî görevlerin sonradan yerine getirilmesi. Esas olan, ibadetlerin vaktinde ve şartlarına uygun olarak yerine getirilmesidir. Hiçbir ibadetin kazası vaktinde yapılan bir ibadetle eş değerde değildir. Buna rağmen herhangi bir engel veya özür sebebiyle yerine getirilemeyen ibadetler sonradan kaza edilirler. Vaktinde kılınamayan namaz kılınır, verilemeyen zekât verilir, tutulamayan oruç tutulur. Bu ibadetlerin sonradan kaza edilmesi Kur’an-ı Kerim’in emri ve Hz. Peygamber’in uygulamalarına dayanır.
”Sizden her kim o aya (ramazan ayına) yetişirse oruç tutsun. Kim de hasta olur, yahut yolculukta bulunursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde orucunu kaza etsin...” (Kur’an-ı Kerim 2/185)

kaza

1) Kasıt sözkonusu olmaksızın, beklenmedik ve sonucu, arzu edilmeyen bir olayın ortaya çıkardığı zararla ifade edilebilen her durum. Belirli bir zarar ve yaralanmaya sebep olan her olay, genel anlamda bir kaza olmakla beraber, her zaman işkazası olarak nitelendirilemez.
2) Beklenmedik bir çabuklukla bir zararı doğuran bütün sebepler kompleksi. Diğer bir ifadeyle kısa bir süre içinde çalışanı arızaya uğratan bir olay.

kaza

Ani, beklenmedik, istek dışı, önceden bilinemeyecek bir zaman ve mekanda ortaya çıkan ve engellenmesi mümkün olmayan olay ve bu olayın yol açtığı hastalık ya da yaralanma.

kaza

Bıçak saplarını düzeltmek için kullanılan bıçakçı aracı. (-Bursa)
2. Tahta kazıma ve düzeltme aracı. (-Maraş)

kaza

Kontrol dışı gerçekleşen, olumsuz sonuçlanan olay.

kazâ

1. yargı.
2. beklenmedik olay.