Resulullah (sav)'la bir seferde beraber idik. Beyda nam mevkiye veya Zatul-Ceyş denen yere gelmiştik ki benim bir kolyem kop(up kaybol)du. Resulullah (sav) onu aramak için kaldı, O'nunla birlikte herkes orada kaldı. Bir su başında da değillerdi. Üstelik beraberlerinde su da yoktu. Halk Hz. Ebu Bekr (ra)'e uğrayıp: "Aişe'nin yaptığını gördüm mü! Hem Resulullah'ı, hem de herkesi burada oyaladı. Bir su başında değiller, beraberlerinde su da yok!" demişler. Resulullah başını dizlerimin üzerine koymuş uyurken Ebu Bekr (ra) çıkageldi. "Sen Resulullah (sav)'ı da halkı da, burada hapsettin. Bir su başında değiller, beraberlerinde su da yok!" diyerek, babam beni azarladı ve Allah'ın dilediğince başka şeyler de söyledi. (Öfkesini daha da yenemeyip) eliyle böğrüme böğrüme dürterek (canımı yaktı). Resulullah'ın başı dizimin üzerinde olduğu için kımıldamamaya çalıştım. Resulullah (sav) sabaha kadar, susuz olarak uyudu. Sabah olunca Allah Teala Hazretleri, teyemmüm ayeti'ni inzal buyurdu: "...Su bulamazsanız temiz toprağa teyemmüm edin, yüzlerinizi ve ellerinizi onunla meshedin. Allah size zorluk yapmak murad etmez, bilakis sizi temizlemek, ve üzerinizdeki nimetim tamamlamak ister, ola ki şükredersiniz" (Maide 6). Üseyd İbnu Hüdayr -ki (Akabe biatına katılan) nakiblerden biridir- dedi ki: "Ey Ebu Bekr ailesi! Bu, sizin ilk bereketiniz değildir." (Hz. Aişe) sözüne devam ederek) dedi ki: "Bindiğim deveyi dürtüp kaldırdım. (Kaybolan) kolya altında çıktı."
Kaynak Kitaplar: Buhari, Teyemmüm 2, Fedailu'l-Ashab 5, 30, Tefsir, Nisa 10, Maide 3, Nikah 65, 125, Libas 52, Hudud 39; Müslim, Hayz 108, (367); Muvatta, Taharet 89, (1, 53,64); Ebu Davud, Taharet 123, (317); Nesai, Taharet 194, (1, 163, 164)