Kavmimden bir grupla Ömer İbnu'l-Hattab (ra)'ın yanına geldim. Tayy kabilesine mensup her bir adam için ikibin (dirhem) tahsisat ayırdı, benden ise yüz çevirdi. Ben karşısına geçtim, yine benden yüz çevirdi. Ben tekrar karşı tarafına geçtim. O yine bana tersini döndü. Bu durumda, ben: "Ey mü'minlerin emiri! Beni tanıyor musun?" dedim. Güldü ve: "Evet! Vallahi seni tanıyorum" dedi ve ilave etti: "Onlar kafirken sen iman etmiştin. Onlar yüz çevirirken sen gelmiş (teslim olmuş)tun. Onlar ahdinden cayarken sen ahdinde sadık kalmıştın. Ayrıca, Resulullah (sav)'ın yüzünü ve Ashab'ının yüzlerini ağartan ilk zekat parası da, senin Tayy kabilesinden Resulullah'a getirdiğin zekat parası olmuştur. (Hz. Ömer bu sözlerinden) sonra, (bana vermeyişinin) özrünü beyana geçti ve dedi ki: "Ben, fakirlik sebebiyle yoksul duruma düşenlere tahsisat ayırdım. Onlar aşiretlerinin seyyidleridir. Temsil ettikleri adamlarının (arız olacak kıtlık hallerinde onlara infak gibi) hukuklarını üzerlerinde taşımaktadırlar. (Bu sebeple, geride kalan adamları adına onlara tahsisat verdim.) Bu açıklama üzerine Adiyy, Hz. Ömer'e: "Öyleyse tamam, bana vermemeni normal karşılarım" dedi. [Bu rivayeti müellif, Buhari ve Müslim'e nisbet etmektedir. Buhari'de mevcut değildir. Müslim'de muhtasar olarak gelmiştir (Fezailu's-Sahabe 196, (2523). Rivayet, Ahmed İbnu Hanbel'in Müsned'inde yer almaktadır, (1, 45).]
Kaynak Kitaplar: Müslim, Fezailu's-Sahabe 196, (2523)