Resulullah (sav) Selman'la Ebu'd-Derda (ra)'yı kardeşlemişti. Selman bir defasında Ebu'd-Derda'yı ziyaret etti. Evde, Ebu'd'Derda'nın hanımını düşük bir kıyafet içinde buldu. "Bu halin ne?" diye sordu, kadın: "Kardeşiniz, Ebu'd-Derda'nın dünya ile alakası kalmadı" diye açıkladı. Ebu'd-Derda geldi ve Selman (ra)'a yemek getirerek: "Buyur, ye!" dedi ve ilave etti: "Ben orucum!" Selman: "Hayır sen yemezsen ben de yemem" dedi. Beraber yediler. Akşam olunca Ebu'd-Derda (Selman'dan gece namazı için müsaade istediyse de, Selman: "Uyu" dedi. Beraber uyudular. Bir müddet sonra Ebu'd-Derda namaza kalkmak istedi. Selman tekrar: "Uyu!" dedi. Uyudular. Gecenin sonuna doğru Selman "Şimdi kalk!" dedi. Kalkıp beraber namaz kıldılar. Sonra Selman şu nasihatta bulundu: "Senin üzerinde Rabbinin hakkı var, nefsinin hakkı var, ehlinin de hakkı var. Her hak sahibine hakkını ver." Ertesi gün Ebu'd Derda, durumu Hz. Peygamber (sav)'e anlattı. Resulullah (sav) "Selman doğru söylemiş" buyurdu.
Kaynak Kitaplar: Buhari, Edeb 86, Savm 51, Teheccüd 15; Tirmizi, Zühd 64 (2415)