Zühri, Hz. Enes (ra)'den rivayet ediyor: "Huzeyfe (ra) Hz. Osman (ra)'ın yanına geldi ve: "Ey Emirül-Mü'minin! Yahudiler ve Hıristiyanlar gibi, kitapları hakkında ihtilafa düşmeden, bu ümmetin imdadına yetiş!" dedi, Hz. Osman (ra) derhal Hz. Hafsa (ra)'ya birisini yollayarak: "Sendeki Suhufu bize gönder, istinsah edip sana tekrar iade edeceğiz" diye haber saldı. Hz. Hafsa (ra) da gönderdi. Hz. Osman (ra) Kur'an'ın istinsahı için Zeyd İbnu Sabit, Abdullah İbnu'z-Zübeyr, Said İbnu'l-As ve Abdullah İbnu'l-Haris İbni Hişam (ra)'a emretti: Onlar da bunu istinsah ettiler. Hz. Osman Kureyşli gruba: "Kur'an-ı Kerim'le ilgili olarak herhangi bir hususta siz ve Zeyd İbnu Sabit ihtilaf edecek olursanız, onu Kureyş lisanına uygun olarak yazın. Çünkü Kur'an onların lisanı üzere indi" dedi. Çalışma esnasında heybet bu minval üzere hareket ettiler. Suhufu mushaflar halinde ortaya koyma işi bitince, Hz. Osman (ra) her diyara bir mushaf gönderdi. Ayrıca bunun haricinde kalan bir sahife veya mushafın yakılmasmı emretti. Zeyd (ra) der ki: "Resulullah (sav)'dan işitmiş olduğum, Ahzab süresine ait bir ayet(e ait yazılı parça bana gelmemişti), eksikti. Onu araştırdım. Sonunda Huzeyme İbnu Sabit el-Ensari (ra)'de çıktı. Resulullah (sav) onun şahitliğini iki kişinin şahitliğine denk tutmuştu. Bu ayet şu idi: (Mealen): "Mü'minlerden Allah'a verdiği ahdi yerine getiren kimseler vardır. Kimi, bu uğurda canını vermiş, kimi de beklemektedir. Ahdlerini hiç değiştirmemişlerdir" (Ahzab 23).
Kaynak Kitaplar: Buhari, Fedailu'l-Kur'an 2, 3, Menakıb 3; Tirmizi, Tefsir, Tevbe, (3103)