eng

Atasözleri Sözlüğü (A - 5)

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Atasözleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Atasözleri Sözlüğü (A - 5. Sayfa)

avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var, buğday unundan keş yapar :
iş bilen kadın, elverişsiz gereçle güzel şeyler meydana getirir, ...
ay (gün) var yılı besler, yıl var ayı (günü) beslemez :
öyle zaman olur ki bir aylık kazanç insanı bir yıl geçindirir, öy ...
ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta :
1) çobanların akşam erken yatması, sabahleyin erken kalkması gere ...
ay aydın, hesap belli :
anlaşılmayacak bir şey yok, hesap ortada, açık.
ay görmüşün yıldıza minneti (itibarı) yoktur :
bir şeyin çok üstününü, çok güzelini görmüş olan kimse, ondan dah ...
ay ışığında ceviz silkilmez :
yeterli olmayan koşullarda yapılan işlerden, beklenilen verim alı ...
ayağa değmedik taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz :
insan, yaşamı boyunca çeşitli engellerle ve güçlüklerle karşılaşı ...
ayağı yürüten baştır :
halkın düzen içinde çalışmasını baştakiler sağlar.
ayağında donu yok, fesleğen ister (takar) başına :
yoksulluğuna bakmayarak süs ve gösteriş yapmak ister.
ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin :
hastalıktan korunmak istiyorsak ayağımızı sıcak, başımızı serin t ...
ayağını yorganına göre uzat :
giderini mutlaka gelirine uydurmalısın.
ayağının bastığı yerde ot bitmez :
uğradığı yere bereketsizlik, uğursuzluk getirir.
ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz :
insan, yaşamı boyunca çeşitli engellerle ve güçlüklerle karşılaşı ...
ayaz paşa kol geziyor :
dışarıda çok soğuk var.
ayı gördüm, yıldıza itibarım (minnetim) yok :
bir şeyin en iyisine alıştıktan sonra ondan aşağı olanlar beni il ...
ayı görmeden bayram etme :
bir iş gerçekleşmeden ona oldu gözüyle bakılıp sevinilmemelidir.
ayı sevdiği yavrusunu hırpalar :
hırpalamak her zaman kötülük yapmak için olmaz, sevgiden kaynakla ...
ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne :
bir kimsenin hep aynı şeyi veya hikâyeyi anlatması karşısında söy ...
ayıpsız yâr arayan (dost isteyen), yârsız (dostsuz) kalır :
kusursuz eş veya iş olmayacağı için böyle özellikte insan arayan ...
ayıyı (maymunu) fırına (ateşe) atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış :
duygusuz insanlar, kendilerini kurtarmak için gerekiyorsa çocukla ...
ayyar tilki art ayağından tutulur :
işini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir.
az ateş çok odunu yakar :
az sayıda kötü insan, çok sayıda iyi insanın başını belaya sokabi ...
az el aş kotarır, çok el iş kotarır :
yemek az kişiyle onun dışında kalan işler ise çok kişiyle daha ça ...
az eli aşta gör, çok eli işte gör :
yemek az kişiyle onun dışında kalan işler ise çok kişiyle daha ça ...
az kaz, uz kaz, boyunca kaz :
sana yapılmasını istemediğin bir kötülüğün daha ağırını başkasına ...
az olsun, uz (öz) olsun :
yaptığınız iş, edindiğiniz şey az olabilir ancak temiz ve iyi olm ...
az söyle çok dinle :
kişinin gereksiz konuşmaktansa az konuşması ve konuşulanları dinl ...
az tamah çok ziyan getirir :
hırslı ve pinti insan her zaman zararlı çıkar.
az veren candan, çok veren maldan :
varlıklı olmayan kimsenin yardım veya armağan olarak az şey verme ...
az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur :
kişi iyi uyuyabilmek için pek az da yememeli, pek çok da.
aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz :
büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek ge ...
aza sormuşlar: 'nereye?', 'çoğun yanına' demiş :
küçük kazançların bile hep varlıklı kimselere düştüğü inancını be ...
azan kurda kızan köpek :
belalı kişinin hakkından kötü kişi gelir.
azı bilmeyen çoğu hiç bilmez :
küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyilikle ...
azıcık aşım, ağrısız (kaygısız) başım :
derdim olmasın da başka bir şey istemem.
azıksız yola çıkanın gözü el torbasında kalır :
ileride gereksinim duyacağı şeyleri zamanında hazırlamayan kişi, ...
azmış kudurmuştan beterdir :
coşkun ve heyecana kapılmış kimseyi zapt etmek zordur.
Azrail gelince oğul, uşak sormaz :
Azrail büyük küçük demez, eceli gelenin canını alır.