eng

UDH Denizcilik Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (8)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V WX Y Z
8. Sayfa
stand off :
Sahilden ya da deniz üzerinde bulunan herhangi bir yerden ayrılıp ...
standart compass :
Geminin yönünü bulabilmesi için kullanılan manyetik pusula.
starboard :
Teknenin sağ yarısı, sağ tarafı.
statement of fact :
Geminin hazırlık mektubunu verdiği
stay :
Flokların açıldığı istralya.
stay sail, fore and aft rig :
Direkler arasındaki istralyalar üzerine açılan üçgen şeklindeki y ...
stay sail, fore sail :
Pruva direğinden sonra gelen direk üzerine açılan yan yelkenin se ...
stay, side stringers :
Direk ve çubukların cundalarında baş ve kıça doğru inen sabit arm ...
steady, steady as she goes :
Gemi veya tekne istenilen rotaya döndükten sonra, istenilen yöne ...
steering compass :
Dümen dolabının hemen önüne konulmuş olan ve serdümenin dümen kom ...
steering gear :
Dümen yekesi ile dümen dolabı arasında kalan tel halat mekanizma, ...
steering wheel :
Dümen yekesine bağlı mekanizmasını çevirebilmek için yapılmış ola ...
stem sternpost :
Teknenin baş ve kıç tarafında omurganın yükseldiği kısımlar.
stem, fore part of the vessel :
Bir teknenin baş bodoslaması, baş kasarası ve omuzluklarının bulu ...
stem, stempost, fore stem :
Bir tekne omurgasının baş tarafa yükselmesi ve kalkması sonucu ol ...
step of a mast, socket :
Direk ve civadraların alt başlarındaki topukların yerine oturması ...
step, mast socket :
Direklerin alt bitimlerinin, topuklarının oturduğu yuvalar.
stern :
Teknenin geri tarafı.
stern painter :
Bir filikanın kıç parima halatı.
sternpost, after :
Rake, stern frame Omurgadan kıç taraf kaldırılan dik kısım.
steward, mess man :
Gemilerde yolculara ve zabitana yemek servislerini yapan, kamara ...
stiffening plate :
Gemi perde yapıları üstünde mukavemet arttırma amaçlı dikine kona ...
stop rowing, way enough :
Hep birlikte kürek çekerken çekmeyi durdurmak için verilen emir.
stopper, stoppage, holdfast :
Gemilerde ve deniz araçlarında özellikle hareket halindeki halatl ...
strap, coverpoint :
Bir kısmı örten parça, çıkıntı parça.
stretcher :
Kürek çekerken ayak dayanılan ağaç puntal.
stroke :
Kürek çekilirken küreğin bir periyot içindeki mesafesi.
stroke together :
Puta kürek veya alma kürek durumuna getirilmiş olan küreklerin he ...
stud :
Zincirin baklalarının ortasına takviye için konmuş parça.
submarine :
Su altında, özellikle deniz altında olan, yaşayan, kullanılan vey ...
subpanamax :
Konteyner gemilerinde 2.000-2.999 TEU arası kapasiteye sahip gemi ...
suezmax :
Tankerlerde 100.000 -149.999 DWT arası kapasiteye sahip gemi tipi ...
superintendent :
Geminin sefere hazır olmasını ve daima hazır bulundurulmasını sağ ...
superstructure, castle :
Teknelerin baş, orta ve kıç kısımlarında güverteden daha yüksek o ...
swash bulkhead :
Tank içindeki sıvının hareketini ağırlaştırmak için tank içine ya ...
swell, ground swell :
Fırtına kaldıktan sonra çatlaksız olarak art arda devam eden dalg ...
swivel :
Zincirin gamba almaması için aralara konan bir eksene bağlı olara ...
tack :
Bir yan yelkenin direğe yakın alt yakası.
tack, coming up tack :
İskota yakasına bağlanan iki inceden birisi iskota olarak kullanı ...
tacking, tack ship :
Yelkenle seyirde rüzgârın bir kontradan diger kontraya alınması.
tackle, purchase, pulley :
Bir halat ve en az iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması.
tactical diameter :
Geminin dönüşünde eski rota hattı ile 16 kerte (180 pusula derece ...
taka :
Doğu Karadeniz bölgesine özgü bir tür kıyı teknesi.
temporary beam :
Ariyet kemere. Postaları yerinde tutabilmek için sancak, iskele k ...
thalweg line :
Boğazlarda ortadan geçtiği varsayılan hat.
thimble :
Halatların çımalarında kasa yapmakta kullanılan madenî halka biçi ...
tholepin, thole :
Filikalarda, botlarda, patalyalarda kürekleri kayışlıkları ile ba ...
three island vessel :
Başüstü (başkasara), köprüüstü (ortakasara) ve kıçüstü (kıçkasara ...
throst seizing :
Bir halatın çımasının açılıp dağılmaması için çomasına ispavlo ve ...
tie block, tye block :
Bir çıması palanga takılmak üzere radansalı kasa yapılmış olan bi ...
tie, tye :
Gabya serenini kaldırmak üzere gurcatanın altındaki bastikadan do ...
tighten on :
Vira edip sıkıştırmak.
tiller :
Dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kull ...
tiller preventer :
Dümenlerin denizli havalarda düşüp kaybolmaması için dümen yelpaz ...
time charter :
Belirli bir süre için muayyen bölgeler arasında bir veya birden f ...
time sheet :
Kira sözleşmesinin koşullarına göre yükleme ve boşaltmadaki çalış ...
to be anchored :
Geminin demir yerinde demirli durumda bulunması.
to be at abeam :
Bir deniz fenerinin, geminin veya sahil yapısının geminin tam kem ...
to be taken aback :
Seren yelkenlerin bir taraftan prasya oldugu halde kapatılması.
to brail :
Yelkenleri toplamak.
to drop the anchor :
Geminin demir mevkiinde emniyetli kalmasını sağlamak için, demiri ...
to fall away :
Herhangi bir neden ile bir mevkiden veya arzu edilen yerden, iste ...
to fall on :
Bir teknenin hareket kabiliyetini kaybederek, akıntı veya rüzgar ...
to heave up the anchor :
Demir zincirlerinin ırgat ile denizden alınarak demirin yerine al ...
to make coil :
Açılmış olan halatı usulüne uygun olarak yumak gibi üst üste yığm ...
to pass learfrom :
Sahilden, başka bir deniz aracından, şamandıradan açık geçmek, ne ...
to pay cable :
Demirlenen demirin zincirinin istenildiği kadar gemiden denize ve ...
to ride :
Dış etkiler sebebiyle veya gemi makinesi ile yapılan demir manevr ...
to set the course :
Gemiyi gideceği rotaya almak. Geminin pruvasını gideceği rotaya g ...
to slack away :
Halatı kaçırmak, laçka (laşka), kaloma .
to steer a ship :
Teknenin zor hava şartlarında, değişen koşullar karşısında, en iy ...
to swing :
Geminin demir üzerinde gezmesi.
to take in the slack, to tauten :
Gevşemiş bir halatı germek için fazlasını çekmek, yisa ya da saly ...
to turn upside down :
Baş aşağı etmek, çevirmek.
to weigh the anchor :
Demirlemiş geminin denizdeki demirinin gemiye alınması.
tonnage :
Gemilerin iç hacimlerinin ifadesinde kullanılan 2,83 m3 e eşit ha ...
top, topmast :
Ana direk ile babafingo çubuğu arasındaki çubuk veya yelken.
topgallant :
Yelkenli bir teknede eğer direk üç kısımdan ibaret ise; en üsttek ...
topman :
Eskiden yelkenli teknelerde yelkenlerin, serenlerin bakım ve tutu ...
toss your oars, hoist the oars toss up :
Filika küreklerinin tutamaçlarından aşağıya doğru basılarak, pala ...
total towing length :
Yedek çeken römorkörün başı ile yedeklenenin kıçı arasındaki, ya ...
tow pin :
Çekilerde halatın gezinmesini önlemek için kullanılan loça.
towcon :
Römorkörün yedekleme işlemi için götürü usulde iş bitimine kadar ...
towhire :
Römorkörün yedekleme işlemi için günlük olarak kiralanması.
towing winch :
Römorkörlerin orta kısmına yerleştirilen, hem sakin hem de ağır d ...
towing, hauling :
Hareket imkânı olmayan bir gemi veya deniz aracının başka bir gem ...
towrope :
Yedek çekmede kullanılan halat.
trahandilla :
İki direkli ve cıvadralı Ege Denizi tipi küçük yelkenli.
trandil :
Ege ve Akdeniz bölgesine has, balıkçılık ve süngercilik maksadıyl ...
transshipment :
Bir şeyin bir taraftan diğer tarafa aktarılması. liftin uskuru
transtainer :
Liman stok sahasında dolu ve boş konteynerleri elleçleyen, 35-40 ...
traverse :
Fırtınalı havada teknenin hırpalanmaması veya hasar görmemesi, ye ...
triangular knot :
Çımaları olmayan halatların bedenlerine yapılan bağ.
trim :
Geminin başı ile kıçında çektiği sular, kana rakamları arasındaki ...
tripping :
Demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığın zincire binmesi.
truck of a mast :
Direklerin üst uçlarına geçirilmiş yuvarlak tabla.
TSVTS authority :
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü.
tuck, run :
Gemi teknesinin kıç tarafta ve su kesiminden aşağıda oluşturduğu ...
tug, tugboat :
Özellikle liman hizmetlerinde, yedekleme, kurtarma-yardım ve büyü ...