eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Deyimler Sözlüğü (Y - 7)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Deyimler Sözlüğü İçerisinde Arama
Deyimler Sözlüğü (Y - 7. Sayfa)
yüze duramamak
:
birinin hatırından çıkamamak, birinin hatırını kıramamak:
yüze gelmek
:
çekinmemek:
yüze gülmek
:
1) yalandan dost görünmek; 2) sevimli, alımlı görünmek
yüze vurmak
:
yüzüne vurmak:
yüzsuyu dökmek
:
onurunu sarsacak kadar çok yalvarmak:
yüzü ak olsun
:
sağ olsun' anlamında kullanılan bir iyi dilek sözü.
yüzü asılmak
:
somurtmak.
yüzü düşmek
:
somurtmak.
yüzü gözü açılmak
:
1) sıkılmaz, utanmaz bir duruma gelmek; 2) toplumsal ilişkiler ku
...
yüzü gülmek
:
1) sevinci yüzünden belli olmak: 2) feraha kavuşmak
yüzü kalmamak
:
bir kimseden daha önce birçok ricada bulunduğu için yeni bir şey
...
yüzü karışmak (allak bullak olmak veya alabora olmak)
:
can sıkıcı bir durum, yüzünden belli olmak:
yüzü kasap süngeriyle silinmiş
:
utanmayan, utanması sıkılması olmayan' anlamında kullanılan bir s
...
yüzü kızarmak
:
utanmak:
yüzü kireç gibi olmak (ağarmak)
:
yüzünde renk kalmamak, rengi solmak:
yüzü kireç kesilmek
:
yüzünde renk kalmamak:
yüzü sararmak
:
korku, üzüntü, coşku vb. sebeplerle yüzün rengi solmak:
yüzü seçilmemek
:
açıkça tanınmamak, belli belirsiz görünmek:
yüzü sıcak olmak
:
çok sevilmek, hoşlanılmak:
yüzü soğuk olmak
:
ürkütücü olmak:
yüzü yazılı kalmak
:
kullanılmak, yenilmek için hazırlanmışken herhangi bir sebeple ol
...
yüzü yere gelmek (geçmek)
:
çok utanmak.
yüzüğü geriye çevirmek
:
evlenme sözünü geri almak, nişanı bozmak.
yüzük takmak
:
nişanlanmak.
yüzünden akmak
:
herhangi bir durum yüzünden çok belli olmak.
yüzünden düşen bin parça olmak
:
öfke veya küskünlükten ileri gelen can sıkıntısıyla suratı asık o
...
yüzünden kan damlamak
:
çok sağlıklı olmak, sağlığı yüzünün renginden belli olmak.
yüzünden okumak
:
1) ezbere değil, yazılmış kâğıttan okumak; 2) herhangi bir durumu
...
yüzüne bakamaz olmak
:
utanç, yüreksizlik vb. sebeplerle bir kimsenin karşısına çıkamama
...
yüzüne bakılacak gibi olmak
:
çok çirkin olmamak.
yüzüne bakılır olmak
:
çirkin sayılmamak:
yüzüne bakılmaz olmak
:
çok çirkin olmak.
yüzüne bakmamak
:
1) önem vermemek, ilgilenmemek; 2) darılmak, gücenmek
yüzüne bakmaya kıyamamak
:
biri çok güzel olmak.
yüzüne bir daha bakmamak
:
darılıp konuşmamak.
yüzüne duramamak
:
dayanamamak, bir isteğe hayır diyememek, kıramamak:
yüzüne gözüne bulaştırmak
:
bir işi becerememek, bozmak:
yüzüne gülmek
:
1) dostmuş gibi görünmek: 2) dostluk göstermek, ilgi göstermek, a
...
yüzüne kan gelmek
:
sağlığı yerine gelmek, benzinin solgunluğu geçmek.
yüzüne tükürseler yağmur yağıyor sanır
:
çok arsız ve onursuz kimseler için kullanılan bir söz.
yüzüne vurmak (çarpmak)
:
ayıplayarak kusurunu yüzüne söylemek:
yüzüne yazmak
:
(Halk Dili) gelinin yüzünü süslemek.
yüzünü buruşturmak (ekşitmek)
:
yüzüne öfke ve hoşnutsuzluk gösteren bir biçim vermek:
yüzünü duvara yapıştırmak
:
ilgiyi kesmek:
yüzünü gören cennetlik
:
uzun süre görünmeyen kimseler için söylenen bir söz.
yüzünü görmemek
:
1) uzun süre görmemek: 2) gereksinim duyulan bir şeyi özlemek, on
...
yüzünü kara çıkarmak
:
birini utandırmak.
yüzünü karartmak
:
birine sinirlenerek somurtmak.
yüzünü kızartmak (kızdırmak)
:
onuruna, gururuna önem vermeden bir şey istemek, utançla, utanara
...
yüzünü şeytan görsün
:
sevilmeyen bir kimseye karşı duyulan nefreti belirtmek için kulla
...
yüzünü yere getirmek (geçirmek)
:
utandırmak, mahcup duruma düşürmek:
yüzünün derisi kalın
:
utanması, arlanması olmayan.
yüzünün derisi yere geçmek
:
yüzü yere gelmek.
yüzünüze güller
:
(Halk Dili) iğrenç bir şey anlatılırken söylenen bir söz:
yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek
:
uzun sürmüş bir işi bitirmek üzere olmak.
yüzüstü bırakmak
:
1) birini yapayalnız, kimsesiz, kötü bir durumda bırakmak: 2) bir
...
yüzüstü kalmak
:
1) bir iş, zamanında yapılmayıp olduğu gibi bırakılmak: 2) bir iş
...