İş ahlakı çalışmalarında çalışanlara eşit ve adil muamelede bulunulmasını öngören bir yaklaşımdır. Doğru olanı grubun faydasına bağlayan faydacı yaklaşımlara karşı bireyin hak ve hukukunun önceliğini vurgular. Adalet teorisi üzerine felsefeden, teolojiye, siyaset teorisinden diğer sosyal bilim disiplinlerine kadar çok geniş alanlarda yorum ve tartışmalar bulunmaktadır. Siyaset felsefesinde adalet kuramının önde gelen filozoflarından John Rawls, Bir Adalet Teorisi (1971) kitabında adaleti sosyal kurumların ilk erdemi olarak ifade eder. İşletmelerde adalet, dağıtıcı adalet, cezalandırıcı adalet ve telafi edici adalet olarak değişik şekillerde tezahür edebilir. Dağıtıcı adalet, ilgili toplum veya işletme mensupları arasında faydaların ve maliyetlerin eşit dağılımını gerektirir. Cezalandırıcı adalet, işletme üyelerinin adil ve haklı bir şekilde ceza alması gerektiğiyle ilgilenir. Bu noktada kuruluşların üyelerini, önyargılara göre değil önceden belirlenmiş kural ve düzenlemelere göre cezalandırması gerekmektedir. Telafi edici adalet, çalışanların veya belirli bir grubun üyelerinin, büyük bir zarara yol açan yıkıcı bir olay sonucunda en haklı şekilde telafi edici faydalar almasını gerektirir.