13. yüzyılda Anadolu’da Ahi Evran tarafından temelleri atılan, sonrasında Osmanlı’nın kuruluşunda önemli rolü bulunan dini ve içtimai boyutlara sahip bir anlayış ve teşkilattır. Özellikle meslek hayatını çeşitli açılardan düzenleme amacı taşır ve tarihsel süreçte bu yönüyle temayüz eder. Esnaf ve sanatkârların iş hayatını ve temel çalışma prensiplerini belirleyen bu teşkilatın temelinde fütüvvet anlayışı yatmaktadır. Tasavvufi anlayıştaki şeyh-mürid ilişkisinin benzerini ahilik teşkilatında usta-çırak arasında görmek mümkündür. Buna göre ahilik teşkilatı içinde bir çırak ancak bir ustanın rehberliği eşliğinde meslek hayatına girebilir ve ilerleyebilir. Bu teşkilat sayesinde uzun süreli ve kademeli bir iş eğitimi yanında istihdam olanağı, aşamalı bir terfi sistemi ve en önemlisi ahlaki çerçevede bir iş hayatı mümkün hale gelmiştir. Ahilik meslek eğitimi ile ahlaki eğitim arasında sıkı bir bağ kurup ikisinin birlikte edinimini gerçekleştirmeyi hedeflemiştir. Ahilik tüccar, esnaf ve sanatkârları rekabetten ziyade dayanışmacı bir meslek hayatına yönlendirerek hile ve fahiş fiyatların söz konusu olmadığı güven esaslı bir meslek hayatına sevk etmiştir. Bkz. Fütüvvet, İş Ahlakı, Görev Ahlakı/Meslek Ahlakı
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da kurulan ve gelişen dinî ve toplumsal yönü olan bir esnaf teşkilatı. Kurucusu Ahi Evran (ö. 1262, 1300 veya 1317)’dır. O, dericilerin piri ve otuz iki çeşit esnaf ve zanaatkâr grubunun lideri olarak tanınmaktadır. Aynı zamanda bir ilim ve fikir adamıdır.
Ahilik teşkilatının temel yapısını, yiğitlik ve cömertlik başta olmak üzere tüm yüksek değerleri kendisinde toplamayı amaç edinen ve bu değerlerden taviz vermeyen zanaatkâr gençler oluşturur. Ahilik, temel ilkelerini İslam tasavvufundaki fütüvvet ahlakından aldığı için ahiliğe
”Fütüvvet Teşkilatı” da denir.
”Selçuklular ve ilk Osmanlılar zamanında Ahilik din ile zanaatı birleştirmek suretiyle çok kuvvetli bir hareket hâline gelmişti.” (M. Kaplan)