Allah’a inanmayan kavimlerinin ve zalim hükümdarlarının şerrinden mağaraya sığınan bir grup inanmış genç insan; mağara arkadaşları. Roma İmparatorluğu’nun valilerinden Dakyanus zamanında seçkin ailelerden bazı gençler putperestlikten vazgeçip Allah’a iman ettiklerini ilan etmişlerdir. Vali, toplumun çoğunluğunun bağlı olduğu dinden vazgeçen bu gençleri öldürmek istemiş, onlar da inançlarını korumak amacıyla şehirden kaçarak bir mağaraya sığınmışlardır.
Kur’an-ı Kerim’e göre bu gençler bir mucize olarak yaklaşık üç yüz sene bu mağarada uyumuşlardır. Uyanıp şehre gittiklerinde ayrılırken geride bıraktıkları her şeyin değiştiğini ve halkın da Hz. İsa’nın getirdiği dini kabul ettiğini görmüşlerdir. Halkla konuşan bu insanlar tekrar mağaraya dönmüşler ve bu sefer uyanmamak üzere uyumuşlardır. O mağara onların mezarı olmuş ve zamanın valisi onların üzerine bir mescit yaptırmıştır.
Kur’an-ı Kerim’in on sekizinci suresi olan Kehf Suresi, adını bu kıssadan almıştır. Bu kıssada tevhit inancına bağlılığın önemiyle beraber ölümden sonra dirilmeye de vurgu yapılmıştır.