eng

baskı ne demek?

baskı

(I)
1. Terlik. (Kümbet, İnönü -Eskişehir)
2. Sivri uçlu, taraklı, ispanyol topuklu köylü ayakkabısı. (Aslanlı -Kütahya)
(II)
1. Saban demirinin sabana geçtiği yerdeki çıkıntı. (Beyağıl *Ulukışla -Niğde)
2. Saban demirinin üst yüzünde bulunan çivi. (Gücünkaya *Aksaray -Niğde)
3. Kullanıldığı sırada sabana yön verdiği gibi üzerine basıldığında saban demirinin iyice toprağa girmesini sağlayan saban kolları. (Akpınar *Bozüyük -Bilecik)
4. Üzerine dövülecek kızgın demir konan çelik araç. (Kızılcasöğüt *Banaz -Uşak)
5. Kağnı tekerinin dingil kısmında kullanılan demir. (Karacaviran *Seydişehir -Konya)
6. Istarda, erişin arasında bulunan çubuk. (*Bor -Niğde)

Zanaat Terimleri Sözlüğü

baskı

Bir negatifin içinden geçirilen ışıkla kart üzerinde oluşturulan pozitif görüntü. / Bir bilgisayar dosyasının yazdırılmış, görülebilir hali.

baskı

Tutma görevi alınan karşı takım oyuncusunun hareketini ve sonuç almasını engellemek amacı ile uygulanan yakın savunma türü.

baskı

Belirli ruhsal etkinlik ya da süreçlerin, kişinin isteği dışında bilinçaltına itilmesi ya da bilince çıkmasının önlenmesi.

baskı

İngilizce: print, impression

Bakınız: genelleştirme