1. (Genel olarak) a. Bütüne, genele değil de, bireye, tek olana üstünlük tanıyan görüş. b. Bireyin kendine dayanması eğilimi.
2. (Fizikötesi açısından) a. Yalnızca tek olanın, bireyin bağımsız gerçekliği olduğunu b. Gerçekte yalnız bireylerin bulunduğunu, tümel terimlerin gerçeklikte hiç bir karşılığı olmadığını savunan öğreti.
3. (Yöntembilim açısından) Tarihsel ve toplumsal olayların açıklanmasını bireysel ruhbilime dayandıran görüş.
4. (Gelenekçiliğin karşıtı olarak) Kurulu düzene eleştirmeden uyma yerine, bireylerin toplumda her türlü kurum, inanç, kanı ve eylem üzerinde tartışıp bunları yargılamaları gerektiğini savunan görüş (düşünce bağımsızlığı).
5. Toplumun kendi başına bir ereği olmadığı gibi, kendini kuran bireylerin üstünde bir ereğe araç da olmadığını savunan görüş. // Bu görüşe göre, toplumsal kurumların ereği: a. bireylerin mutluluğu, b. bireylerin yetkinliği olmalıdır böylece bireyin ereğine erişmesi için toplum ve devlet yardımcı araç olacaktır.
6. Kişiliğin ve kişisel sorumluluğun kaldırılamıyacağını dile getiren görüş.
7. Yaşamın, özellikle toplumsal yaşamın tek kişiler üzerine kurulduğunu ileri süren ve bu tek kişileri özce aynı türden ve eşit haklı olarak kabul eden öğreti (aydınlanma felsefesi). 8- Başkalarıyla karşılaştırılmayan niteliksel özelliği ve bir kezliği içinde bireyin kendi değeri üzerindeki kanı (Shaftesbury, Herder). 9- Seçkin bireycilik: Bütün bireyleri eşit görmeyip, kimi bireylere özel koşulları ve özel nitelikleri dolayısıyle ayrı bir yer veren görüş (Nietzsche). 10- (Ekonomik yaşamla ilgili bireycilik) Her bireyin özgür olarak kendi ölçülerine göre kendi ekonomik işlerini düzenleyebileceğini savunan görüş ("Laissez-faire = Bırakınız yapsınlar." ilkesi).
TDK Felsefe Terimleri Sözlüğü