İlk Müslümanlardan, dört halifenin birincisi. Hz. Ebubekir(ö. 13/634), Araplarca meşhur olan ‘Fil Olayı’ndan üç yıl kadar önce dünyaya gelmiştir. Babasının adı Ebu Kuhafe Osman, annesinin adı ise Selma bt. Sahr’dır.
Hz. Peygamber’den iki veya üç yaş küçük olduğu rivayet edilmiştir. ‘Cehennemden azat edilen’ anlamında ‘Atik’ lakabıyla isimlendirilmiştir. Çünkü o, İslam’dan önce de saygınlığı, dürüstlüğü ve putlara tapmayan tevhit ehli kişiliği ile anılmıştır.
Hz. Peygamber tarafından ona Abdullah ismi verilmiştir.
Hz. Peygamber’in İsra ve Miraç olaylarını tereddütsüz kabul ettiği için ‘Sıddik’ lakabıyla da meşhur olmuştur. Hz. Ebubekir, gençliğinde Hz. Peygamber’le arkadaş olmuş ve onunla beraber bazı ticari seferlere katılmıştır.
Hz. Muhammed peygamberliğini ilan edince ondaki eşsiz kişiliği bilen Hz. Ebubekir hemen Müslüman olmuştur. Hz. Ebubekir’in çalışmalarıyla Mekkeli birçok kimse İslamiyeti kabul etmiştir. Araplar arasında soy ilmini en iyi bilen Hz. Ebubekir olduğu için, Hz. Muhammed bir yere İslam davetçisi gönderirken o yerle ilgili toplumsal bilgileri Hz. Ebubekir’den almıştır. İslamiyet’in Mekke’de yayılış yıllarında bütün malını İslam uğrunda harcayan Hz. Ebubekir, hicret esnasında da Hz. Peygamber’e arkadaş olmuştur. Onun hicret arkadaşı olması Kur’an-ı Kerim’de de vurgulanmıştır. İslam’ın Medine döneminde de Hz. Peygamber’e olan yardımını devam ettirmiş ve Müslümanların yapmış olduğu bütün savaşlara katılmıştır. Hicretin sekizinci yılında Müslümanlar hacca giderken Hz. Peygamber’i temsil etme görevi Hz. Ebubekir’e verilmiş ve hac emiri olmuştur.
Hz. Peygamber’den onunla ilgili övücü nitelikte birçok hadis rivayet edilmiştir.
Hz. Muhammed’in vefatından sonra Müslümanların ortak seçimiyle halife olmuştur. İki yıl süren halifelik döneminde İslam toplumunu sağlam bir temele oturtmak için gayret etmiş ve onun halifeliği döneminde Kur’an-ı Kerim tek kitap hâline getirilmiştir. Hz. Ebubekir’in, sahabelerin en âlimlerinden biri olduğu konusunda Müslümanların hepsi ittifak etmiştir. Hz. Ebubekir, 634 yılında Medine’de vefat etmiş ve Ravzayımutahhara’ya Hz. Peygamber’in yanına defnedilmiştir.