Ehliyet, bir işi ya da bir mesleği yapmak için gereken bilgi, beceri, fiziksel özellik, masa başı eğitim ya da usta çırak ilişkisi dâhilinde öğrenilmiş bir süreci kapsamakta, görevin gerektirdiği donanıma sahip olmayı ifade etmektedir. Liyakat ise bir kimsenin kendisine iş verilmeye uygun ehil ve uzman olarak işin gereğini yerine getirecek bilgi ve tecrübeye sahip olmasını, adil bir süreç içerisinde hak ederek göreve gelmesi, yükselmesi ve göreve devam etmesini ifade etmektedir. Burada temel husus işe alımda görevin gerektirdiği niteliklerin dışında bir kriterin sürece dâhil olmamasıdır. Liyakatta, işe alım ve yükselmelerde yetenek ve başarının kriter olarak alınıp uygun kişilerin işe yerleştirilmesi başka bir ifadeyle örgüt içinde işe alım, yükselme, göreve son verme gibi işlemlerin bilgi, beceri, deneyim, yeterlilik gibi kriterler baz alınarak gerçekleştirilmesi önemli bir husustur. Liyakate dayalı işleyen bir insan kaynakları sisteminin örgüte ve örgütün iyi yönetilmesine olumlu katkılar sağlaması beklenir. Yetenek, yeterlilik gibi özellikleri içerisinde barındıran liyakat kavramı aynı zamanda etik ve erdem gibi kavramlarla da yakından ilişkilidir. Bu sebeple tercih edilecek kişide bilgi ve tecrübenin yanı sıra etik ve erdem gibi değerlerin olması da oldukça önemlidir. Temel olarak ehliyet ve liyakat yapılacak iş/görev ile ilgili teorik bilgiye ve deneyime uygunluk, etik/erdem gibi değerlere sahip olma halidir. Ehliyet ve liyakat birbirini tamamlayan iki unsurdur. Bkz. İltimas, Kayırmacılık, Torpil, Nepotizm, Kronizm