İng. Impact
1) Bir faaliyet (müdahale) tarafından kasıtlı veya kasıtsız, doğrudan veya dolaylı olarak oluşturulan olumlu veya olumsuz, birincil veya ikincil uzun dönem etkiler.
2) Stratejik amaçlar tarafından hedeflenen uzun dönem (10 yıl ve üzerinde) etkiler.
İng. Effect
Mevcut durumun belirlenen kriterlerle aynı olmaması sebebiyle denetlenen idare ve/veya diğer ilgililerin karşılaştığı risk veya bu riske maruz kalma halidir.
Kaynak: University of Birmingham
Projenin geniş ölçekteki tesiri, “projenin genel hedefleri” kısmında ifade edilen ve geniş ölçekli sektörel hedeflere ulaşılmasına sağladığı katkı ile Avrupa Komisyonu'nun siyasi hedeflerine ulaşılmasını sağlamadaki başarıdır.
Nedenin bağlılaşık kavramı. 1. Nedensellik bağlantısı içinde: a. Bir nedenin sonucu olarak düşünülen olay. b. Bir nedenin doğurduğu gerçek olay.
2. Bir şeyin verdiği izlenim. (Ör. Etki yapmak, iyi bir etki yapmak.)
1. Özdeğin sonsuz türlerinden bir ya da birkaçının, başkalarında uyandırdığı her türlü iz ve iz bırakma eylemi.
2. Nedensellik,bağlantısı içinde bir nedenin sonucu.
Bir oyun sırasında belirli bir etki yapmak için kullanılan müzik, gürültü, sis, yağmur, kar, güneş, gece, fırtına, yıldırım gibi her çeşit ses ve ışık öğelerinin tümü.
Yığın iletişiminde kaynaktan çeşitli araçlarla aktarılan iletilerin okur, izleyici, dinleyici gibi alımcılar üzerindeki etkileyici sonucu.
(Deneysel tasarım) Bir etken düzeyinin değişimi ile yanıtta oluşacak değişiklik.
Birtakım sonuçlar, tepkiler, olaylar ya da görüngüler ortaya çıkaran neden.