Kur'an-ı Kerim’in on beşinci suresidir. Mekke’de inmiştir. Doksan dokuz ayettir. Adını, sekseninci ayette geçen ve Salih Peygamberin kavmi Semudluların yaşadığı bölgenin adı olan
”Hicr” kelimesinden almıştır. Sureye, Kur'an-ı Kerim’in her türlü bozulmadan korunacağı ve Hz. Peygambere yapılan iftiraların boşa çıkacağı haber verilerek başlanır. Peygamberlerine iftira eden zalimlerin sonlarının kötü olacağı açıklanır. Cinlerin ve şeytanların peygambere gelen vahye müdahale etmeye güçlerinin yetmeyeceği haber verilir. Allah’ın bütün evrene hâkim olduğuna dikkat çekilir. Hayat verenin de öldürenin de ölümden sonra insanları diriltip toplayacak olanın da Allah olduğu vurgulanır. Âdem Peygamber’in yaratılışına da yer verilir. Hz. Âdem’in üstünlüğünü kabul etmediği için İblis’in lanetlenmesi anlatılır ve İblis’in Allah’ın iyi kulları üzerinde herhangi bir egemenliğinin olmadığı belirtilir. Cennet ve cehennem tasvirleri yapılır. İnanan ve ibadet eden insanların cennette ağırlanacakları müjdesi verilirken cehennemliklere Allah’ın azabının şiddetli olacağı uyarısı yapılır.
Surede, İbrahim Peygamberin ilerlemiş yaşına rağmen çocuk sahibi olmasına yer verilir. Lut Peygamberin, cinsel sapkınlığı huy edinen kavminin yok oluşu uyarıcı bir dille anlatılır. Peygamberlerini dinlemeyen ve peygamberlerine eziyet veren Şuayp Peygamber’in kavmi olan Eykelilerin yok oluşu da surede işlenenir. Surenin son bölümünde dağları oyan, oralara köşkler yapan fakat peygamberleri inkâr eden Salih Peygamber’in kavminin başına gelen ilahî azaba dikkat çekilir. Kur’anı Kerim’i vahiy yoluyla Hz. Peygambere gönderen Allah’ın gücünün Hz. Muhammed’i, diğer peygamberleri koruduğu gibi her türlü tehlikeden koruyacağına vurgu yapılır. Hz. Peygambere, kâfirlerin alaycı tavırlarına aldırış etmemesi tavsiye edilir. Ona, Allah’ı tespih etmesi ve İslam’ı tüm insanlığa tebliğ etmesi emredilir. Ölene kadar ibadeti yalnızca Allah’a yapmasını emreden ayetle sure son bulur.