Kur’an-ı Kerim’in yetmiş altıncı suresidir. Mekke’de indirilmiştir. Otuz bir ayettir. Adını, birinci ayetinde geçen ‘insan’ kelimesinden almıştır. Sure insanın yaratılışını ve özelliklerini ele alan ayetlerle başlar. İnsana verilen işitme ve görme duyularının öneminden bahsedilir. Bilgiyi elde etmede göz ve kulağın yanında akli ve zihnî donanımların da önemi vurgulanır. Allah tarafından insana yolun doğrusu ve eğrisi gösterildikten sonra doğruyu tercih ederek şükretmenin veya doğruyu tercih etmeyerek nankörlük etmenin insanın elinde olduğu haber verilir.
Surede, iradelerini kötülükten yana kullananların ahirette karşılaşacakları azaplar üzerinde durulduğu gibi iyilik yapmayı alışkanlık hâline getirenlerin cennette elde edecekleri nimetler üzerinde de durulur.
Surede, iyi insanların nitelikleri; sözünde durmak, sorumluluk bilinci taşımak, fakirleri doyurmak, onlara maddi yardımda bulunmak ve yaptıklarını yalnızca Allah rızası için yapmak olarak sıralanır. Dünyada yapılan en küçük bir iyiliğin bile ahirette karşılıksız kalmayacağı gerçeği tüm insanlara duyurulur.
Surede, Hz. Peygamber’e her türlü eziyete dayanıp sabır göstermeyi tavsiye eden ayetlere de yer verilir. Dünyaya taparcasına bağlananlar eleştirilir ve uyarılır. Allah’ın iyilik yapanlara lütufta bulunacağı hatırlatılır. Zalimlerin yaptığı zulmün karşılıksız kalmayacağı ve ahirette çetin bir azaba uğrayacakları tehdidi yapılarak sure son bulur.