kaynak

1) Bir organizmanın gelişmesi, devamlılığı ve üremesi için gereken bir madde veya yer.
2) Ekonomik ve sosyal yönden ihtiyaçları karşılamaya yarayan mal ve hizmetler. İhtiyaç halinde kullanılan biriktirilmiş madde, stok.

Bir şeyin çıktığı şey, menşe.

Suyun, yer altından yer üstüne çıktığı doğal delik.

Bir kaya veya topraktan çıkan suyun arazi yüzeyine veya bir yüzey su kütlesi içerisine akması.

Su altı veya su üstünde yapılan kaynak.

Maden yataklarının belirlenmesi bakımından uzun vadeli bir kavram. Kaynak yerkabuğunda doğal halde bulunan ve ekonomik işletilebilirliği, günün koşullarında veya ileride mümkün görülen; katı, sıvı veya gaz konsantrasyonları. Ancak kaynağın rezerv terimi ile ifade edilen bölümünün dışında kalan kısmı da potansiyel ve varlığı henüz tesbit edilememişkaynaklar olmak üzere iki ayrı bölümde ele alınır. Böylece; Kaynak = Rezerv + Potansiyel + Tesbit edilmemişkısım şeklinde gösterilir. Az da olsa belirli bir derinliğe kadar varlığı kabul edilen maden kütlesinin sadece jeolojik hipotezlere dayanarak daha derinlere doğru ekstrapolasyonu sonucu varlığı ümit edilen maden miktarını ifade için “Perspektif” deyimi de kullanılır.

Işık, elektromagnetik dalga gibi erke türlerini üretip dışarı salan cisim ya da yer.

Metal parçalarını ısı etkisi ile eriterek birbirlerine yapıştırma.

Metal parçalarını ısı ile eritip birleştirme metodudur.

Yeraltı sularının kendiliğinden yeryüzüne çıktığı yer.

Yeraltı sularının kendiliğinden yeryüzüne çıktığı yer.