Kur'an-ı Kerim’in on sekizinci suresidir. Mekke’de inmiştir. Yüz on ayettir. Ashabıkehf diye bilinen mağaradaki gençlerin inançlarını koruma uğruna verdikleri mücadeleden bahsettiği için sureye bu ad verilmiştir.
Surede, insanlar iman etmeye ve salih amel işlemeye teşvik edilir. Allah’ın göndermiş olduğu Kur’an-ı Kerim’de herhangi bir yanlışlık ve çelişkinin olmadığı bildirilir. Her türlü putperestlik ve şirk reddedilir. Yahudi ve Hristiyan düşüncesindeki Allah’a çocuk isnat etme anlayışı kınanır. Hz. Peygamber’in, İslam’a davet yöntemi övülür ve müşriklerin yalanlamalarına karşı Hz. Peygamber teselli edilir.
Surede, putperest bir kavim içinde Allah’ın varlığına ve birliğine inanan, inançlarını açıkça dile getiren, daha sonra da siyasi yetkililerin kendilerini öldürmekten veya dinlerinden döndürmelerinden endişe eden gençlerin iman mücadelesine yer verilir. Zorba yöneticilerin işkencesinden kurtulmak ve inançlarını korumak için gençlerin mağaraya gizlenmeleri anlatılır. Bu gençlerin mağarada Allah tarafından yüzlerce sene uyutulması ve sonra da uyandırılmasıyla ölümden sonra dirilme arasında ilgi kurulur. Mağaradaki genç yiğitler övülerek insanların inançlarını koruma uğrunda gayretli olmaları teşvik edilir.
Surede, zaman zaman dünya ve ahiret karşılaştırması yapılır. İnsanın, Allah’ın rızasını tercih edip ahiret için hazırlık yapması öğütlenir. Allah’ın kendilerine nimetler verdiği iki insan tipi karşılaştırılır. Bunlardan, malı ve çocuklarının çokluğu ile övünen, ürününden fakirlere pay ayırmayan ve yaratılış amacını unutan kişinin mal ve mülkünün yok oluşuna işaret edilir. Malının ve mülkünün zekâtını veren, fakirleri gözeten diğer kişi ise örnek olarak gösterilir.
Surede, ağırlıklı olarak Musa Peygamber ile
”salih bir kul” arasındaki arkadaşlık ilişkisine de değinilmiştir. Tefsirciler, bu salih kulun Hızır olduğunu söylemişlerdir. Kıssaya göre Musa Peygamber, Hızır’ın ilminden yararlanmak için ona arkadaşlık teklif etmiş, o da yapacağı şeylerin iç yüzünü sormaması şartıyla kabul etmiştir. Fakat Musa Peygamber dayanamayıp her seferinde kendisine ters gelen olayların iç yüzünü sorunca Hızır beraberliklerine son vermiş ve Hz. Musa’nın kavrayamadığı olayların iç yüzünü anlatmıştır.
Surede, Zülkarneyn kıssasına da yer verilir. Onun doğuya ve batıya yapmış olduğu seferlere ve gitmiş olduğu yerlerdeki insanları uyarması anlatılır. Zülkarneyn’in bazı insanları diğerlerinin şerrinden korumak amacıyla yapmış olduğu setten bahsedilir.
Surede, inkârcıların yapmış oldukları amellerin boşa gidip ahiretteki uğrayacakları azap üzerinde durulur. Müminlere ise Allah’ın hazırlamış olduğu Firdevs Cennetinin tasviri yapılır. İlmin ve hikmetin önemi üzerinde durulur. Allah’ın ilminin sonsuzluğu vurgulanır. Allah’a kavuşup onun katında güzel bir yer edinebilmek için iman etmenin ve salih amelde bulunmanın önemini belirten ayetle sure son bulur.