Bir durumu, bir oluş ve kılışı ad olarak anlatan ve fiillerden -mAk, -mA, -Iş / -Uş, -IcI / -UcU vb. eklerle kurulan ad: oku-mak, oku-ma, oku-y-uş, yaz-mak, yaz-ma, yaz-ış, bak-ıcı, gel-ici, gid-ici vb. örnekler: Sükût, onları düşünür acımak onlara ağlar... (A. N. Asya, Kubbeler: Bulutlar, s. 14). Bu beklenmeyen bitişiyle çocuk için tabii bir şey olan masal uydurma bu küçük yazıda bütün bir kompozisyon oluyor (A. H. Tanpınar, Yaşadığım Gibi, s. 417). Kitaptan korkmak, insan düşüncesinden korkmak, insanı kabul etmemektir (A. H. Tanpınar, göst. e., s. 58). Pervin kitabını iki avucu arasında asabî bir kavrayışla sıkarak salondan çıktı (P. Safa, Şimşek, s. 45). Bu kuvvet kuruntusunun kendini kuvvetli sanışın sadece o delikanlılık yaşlarına has bir aldanış olduğunu kabul etmek istemiyordu (T. Buğra, Yalnızlar, s. 46). Bütün bu girişlerin, dolandırmaların ne için olduğunu şimdi hepsi de anlamıştı (T. Buğra, göst. e., s. 211).