İşletmelerin bir birey gibi davranarak ticari faaliyetlerini gerçekleştirirken evrensel insan haklarına, devlete ve doğal çevreye saygı göstermeleri, tüm yasal, etik ve sosyal kurallara uyması ve toplumla arasındaki etkileşimin gereği olarak kendisinden beklenen toplumsal sorumlulukları yerine getirmesidir. İşletmeler aynı zamanda toplumsal gelişimin ortaklarıdırlar. Nasıl bir bireyin toplum içinde “vatandaşlık” ödevleri var ise işletmelerin de (geniş anlamda tüm organizasyonların) paydaşlara karşı ödev ve sorumlulukları bulunmaktadır. 1990’lı yıllarla birlikte özellikle artan rekabet, hükümetlerin baskısı ve uluslararası toplumun önerileri neticesinde kurumsal vatandaşlık davranışları işletmeler için önemli hale gelmeye başlamıştır. Kurumsal vatandaşlık ile kısıtlı kaynakların etkin kullanılması ve sosyal sorumluluk kapsamında toplumsal faydanın gözetilmesi amaçlanmaktadır.