İngilizce: refugee
Uluslararası hukuka göre vatandaşı olduğu ülke dışında olan ve “ırkı, dini, tabiiyeti, belirli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncesi nedeniyle zulme uğrayacağından ötürü haklı sebeplerle korktuğu" için vatandaşı olduğu ülkeye dönemeyen veya dönmek istemeyen kişi, sığınmacı. 11.04.2013 tarih ve 28615 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na göre, Avrupa'da meydana gelen olaylar sebebiyle ırkı, dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeligi veya siyasi düsünceleri nedeniyle takibata uğrayacağından haklı olarak korktuğu için, vatandaşı oldugu ülke dısında bulunan ve vatandası oldugu ülkenin himayesinden istifade edemeyen veya korkudan dolayı istifade etmek istemeyen ya da uyruğu yoksa ve önceden ikamet ettigi ülke dışında bulunuyorsa oraya dönmeyen veya korkusundan dolayı dönmek istemeyen yabancıİngilizce: refugee
Ülkesinde dil, din, ırk, etnik köken, siyasal düşünce ya da sosyal konum nedeniyle kendisini tehdit ya da baskı altında hissederek ülkesini terk edip başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunan ve bu talebi o ülke tarafından kabul edilen kişidir. Türkiye 1951 tarihinde Mültecilerin Statüsüne İlişkin Birleşmiş Milletler Konvansiyonunu imzalayan ülkeler arasında yer almıştır. Ancak Türkiye, Konvansiyona bir coğrafi kısıtlama ile imza atmıştır, buna göre yalnızca Avrupalıları mülteci olarak kabul etmekte olup, Avrupalı olmayanlar mülteci statüsü verilmeyip, yalnızca geçici süreli olarak ülke topraklarında misafir edilmektedir. (bknz. “sığınmacı” ve “göçmen”)