1. İnsanların arasını bozan, bölücülük yapan, toplumu karıştıran, fesatçı, nifak çıkaran, iki yüzlü kimse. ”Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, kendisine verilen emanete ihanet eder, söz verdiğinde sözünde durmaz.” (Hadis) 2. Kalbiyle inanmadığı hâlde diliyle Müslüman olduğunu açıklayan fakat gerçekte inkârcılardan olduğunu gizleyen kimse. 3. İslam toplumunda müminlere sağlanan birtakım sosyal, siyasi ve hukuki ayrıcalıklardan faydalanabilmek amacıyla, inanmadığı hâlde inanıyormuş gibi görünen, davranan veya yaşayan kişi. Kur'an-ı Kerim, münafıkları birçok surede ele alıp tanıtmıştır. Kur'an-ı Kerim’de münafıklar, inançlarında hastalık olan, Müslümanların toplumsal düzenini alt üst eden, entrika peşinde koşan, Allah’ın ayetlerini ciddiye almayan, namaz kılmaktan kaçınan, Allah’ı az hatırlayan, kişiliklerini açıkça ortaya koyamayan, Müslümanlara tuzak kurup inkârcılardan yana tavır koyan, korkak ve korkaklığı topluma yayan, İslami değerlerle alay eden, emanete ihanet eden, sözlerinde durmayan, gösteriş yapmayı seven ve çok yalan söyleyen kimseler olarak tanımlanırlar. ”Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerinin dostudur. Kötülük yapmayı emrederler, iyilik yapmaya engel olurlar, (fakirlere karşı) cimrilik yaparlar. Onlar Allah’ı unuttuğu için Allah da onlara unutulmuş muamelesi yapar. Münafıklar gerçek anlamda yoldan çıkmış kişilerdir.” (Kur’an-ı Kerim 9/67)