İng. Picture > pix + element > pixel
Sayısal görüntünün yapıtaşı olan birim kareler, gözek. Piksel yoğunluğu arttıkça görüntü kalitesi de artar. Pikselin en-boy oranına görüntü oranı denir. Bu oran sayısal fotoğraf makinelerinde bir’dir. Video ortamlarında bir’den büyük olabilir. Pikseller sayısal fotoğraf makinelerinde kare, sayısal videolarda ise dikdörtgen biçimlidir.
İng. pixel
Bir resmin görüntü matrisini oluşturmak üzere ızgara biçiminde küçük alanlara bölünmesinden oluşan her bir alana veya hücreye verilen isim veya her (x,y) noktasındaki fiziksel değişimlerin parlaklık değerlerini gösteren matris elemanlarının değerleri. bir sayısal görüntünün geometrik ayırma gücü ile yakın ilişkisi olan, ölçülebilen ve tanımlanabilen en küçük parçası veya kare biçimindeki en küçük elemanı. diğer bir tanımla, hava fotoğrafları, uydu görüntüleri, çizgisel haritalar, grafik verilerle gerçek arazi yüzeyinin herhangi bir tarayıcı ile taranması sonucu elde edilen sayısal raster verilerde ya da grid karelajı çizilmiş bir haritada, tanımlanabilen en küçük görüntü elemanı veya bilginin en küçük birimini ifade eden bir resim elemanı.
İng. pixel Fr. Pixel Alm. Pixel, Gitterauflösung
“Resim elemanı” kelimelerinin kısaltılması. Uzaktan algılama sistemiyle elde edilen yeryüzü görüntüsü üzerinde ayırdedilebilir en küçük eleman.
Dijital cihazların ekranlarında görüntünün elde edilmesini sağlayan tüm grafiklerin en küçük birimi Piksel olarak adlandırılır. Ölçü olarak rakamların yanına getirilen 'Px' kelimesiyle kısaltılarak kullanılır. Örnek 100px vb. gibi.
Picture (PIX) ve elements (EL), sözcüklerinin kısaltmasından oluşur. Dijital bir görüntünün en küçük veri parçalarıdır. Bir görüntüde ne kadar çok piksel bulunursa, çözünürlük o kadar yüksek olur.