Kur'an-ı Kerim’in altmış birinci suresidir. Medine’de inmiştir. On dört ayettir. Dördüncü ayette müminlerin ‘saf saf dizilerek Allah yolunda savaştıklarını’ anlattığından bu adı almıştır. Sureye, göklerde ve yerde bulunan tüm varlıkları Allah’ın yarattığını ve bu varlıkların kendi dilleri ile Allah’a ibadet ettiklerini açıklayan ayetlerle başlanır. İnsanın yapmadığı şeyleri söylememesi tavsiye edilir ve kişinin yapmadığı şeyi söylemesinin büyük bir günah olduğu belirtilir. Bu ifadelerle müminlerden, inançları ile davranışları arasında uyumun bulunması istenir. Müslümanların savaş hâli başta olmak üzere birbirleri ile dayanışma içinde olmaları emredilir. İsrailoğulları’nın Hz. Musa’yı incitmesi yerilerek Müslümanlardan da Hz. Muhammed’i incitmemeleri istenir.
Surede, Hz. İsa tarafından, kendisinden sonra tüm insanlığa gönderilecek olan ‘Ahmed’ adındaki peygamberin müjdesi verilerek Hz. Muhammed’in son peygamber oluşuna vurgu yapılır. Allah adına yalan söylemenin yanlışlığı belirtildikten sonra İslam’ın her tarafa yayılması için müminlerin çalışmaları tavsiye edilir. İnkâr edenler zorluk çıkarsa da Allah’ın dininin yayılmasına kimsenin engel olamayacağı bildirilir.
Surede, insanlığın kurtuluşunun, Allah’a iman, peygamberine iman ve Allah’ın dinini bütün insanlığa ulaştırmak için çalışmakla olabileceği anlatılır. Bu görevler yerine getirildiğinde, Allah’ın cennette vereceği ödüllerden bahsedilir. Mekke’nin müminler tarafından fethedileceği müjdesi de surede yer alır. Hz. Muhammed’e inanan müminlerin, İsa Peygamberin havarileri gibi Allah’ın dininin yayılmasına yardımcı olmalarını tavsiye eden ayetle sure son bulur.