İng. stamens excluded
Erkek organların taç boğazından, korolladan dışarıya çıkması
İng. flood
Yan derelerden gelen sellerin kısa sürede ana dereye ulaşmasıyla vadi boyunca akan suyun yükselmesi ve normal yatağına sığamayıp taşkın yatağına yayılması olayı. Sel ve taşkın arasında bazı farklılıklar vardır. Taşkın, küçük boyutlu asılı sediment taşıyan bir su baskını niteliğindedir. Bu suların yatağına geri çekilmesinden sonra, toprağın verimliliğini arttıran ince bir sediment tabakasıyla örtülü olduğu görülür.
İng. flood
Bir akarsu ya da diğer su kütlesinin normal yatağından taşması veya normalde su altında bulunmayan bölgelerde su birikmesi. Seller; akarsu (flüvyal) seli, ani taşkın, kentsel sel, yağmura bağlı (plüvyal) sel, kanalizasyon sistemine bağlı sel, kıyı seli, ve buzul gölü patlama selini kapsamaktadır.
İng. flood
Bir akarsuyun, çeşitli sebeplerle yatağından taşarak çevresindeki arazilere, yerleşim yerlerine, altyapı tesislerine ve canlılara zarar vermek suretiyle etki bölgesinde normal sosyoekonomik hayatı kesintiye uğratacak ölçüde bir akış büyüklüğü oluşturması olayı
İng. flood Fr. Crue (1); Hautes Eaux (2); Flot (3) Alm. Hochwasser,
(1) Bir akarsudaki su seviyesinin genellikle kısa bir sürede pik bir noktaya yükselmesi ve su seviyesinin bu noktadan geri çekilmesinin yükselmeye göre daha yavaş gerçekleşmesi.
(2) Seviye veya debi açısından nispeten yüksek akım.
(3) Gelgit yükselme dalgası.
İng. flood
Toprağın geçici olarak bir akarsu yâda çok miktarda yağmur veya diğer nedenlerle oluşan büyük su kütlelerinin baskınına uğraması.
Akarsuyun kabarma sırasında yatağından taşarak geniş alanları su altında bırakması, bk. kabarık su.