İng. Relevance
Bir yatırımın amaçlarının, faydalanıcıların beklentileri, ülkenin ihtiyaçları, sorunun boyutu, ülke öncelikleri, kalkınma ortakları (partnerleri) ve donör politikaları ve benzeri hususlarla uyum derecesi (ne derece uyumlu olduğu).
İng. correspondence, coincidence
Bir fotoğraf çiftinde karşılıklı görüntülerin aynı epipolar düzlemde olması, ardışık fotoğraflar üzerinde bulunan eşlenik noktalar arasında herhangi bir py düşey paralaksının olmaması koşulu. bk.karşılaştırma.
Türkçede cümle içinde özneyle yüklemin şahıs ve sayı bakımından birbirine uyması: Şükriye, gerçekleşeceğini kimsenin söyleyemeyeceği bir ümide mahkum edilmiş bulunuyordu (T. Buğra, Yalnızlar, s. 119). Siz doğru dürüst konuşmasını bilmez misiniz hiç? (T. Buğra, göst.e. s. 216). Kolcular bildikleri hâlde yolunu beklemek şöyle dursun, rasgeldikleri yerde hatırını alırlar, gönlünü hoş ederlerdi (R. H. Karay, Memleket Hikâyeleri: Küs Ömer, s. 73) vb.
(Derleme.. uyumlama) Özne ile yüklemin veya bazı dillerde olduğu gibi sıfat ile adın, cins ve sayı bakımından birbirine uyması: Öğretmen geldi Öğrenciler ödevlerini yapmışlar Çocuklar oyuncaklarını paylaşamadılar Kuşlar uçuyorlar (veya uçuşuyorlar) vb.
Testten elde edilen puanlar ile ölçüte ilişkin puanlar arasındaki bağlılaşma katsayısı.