İng. texture
Parçaları ve öğeleri arasında durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge ve bütün, strüktür.
İng. texture
Fotografik bir görüntüde ton ayarlama ve değiştirme frekansı.
İng. building
Karada ve suda, daimi veya geçici, resmî ve özel, yeraltı ve yer üstünde inşa edilen sabit veya hareketli tesis
Bir örnekbiçimi oluşturan değişkenler arasındaki bağıntının örüntüsü. Etken çözümlemesinde yapı, değişkenler ve ortak etkenler arasındaki bağıntının örüntüsüdür. Her değişken ortak etkenlerin tümüne bağlı değilse yapı yalındır.
Belli bir dilin bölümlerini birbirine bağlayan ilişkiler bütünü. Söz gelişi, Türkçenin ses yapısı, seslerin birbiri ile ilişkilerine, şekil yapısı da ek ve köklerin karşılıklı ilişkilerine bağlı bir sistem, bir bütündür.
Duvarlar ya da sütunlar üstüne oturtulmuş bir çatısı bulunan, insanların, hayvanların ve malların barınması ya da başka gereksinmeleri karşılamaları amacıyla yapılmış bir yapıtasarcılık ürünü.
Karada veya suda, bayındırlık veya iskan amacıyla kurulan köprü, yol, tünel, baraj, bina gibi tesisler ile bunların yeraltı ve yerüstü inşaatı.
Her tür dizge, bileşik, molekül, atom ve çekirdekten bir araya gelen nesne ya da parçaların birbirine göre oluşturdukları düzenlenim.
Kayaçların ve onların oluşturdukları katmanlarında yerkabuğu içindeki düzeni, durumu.
(Mimarlık) Genel olarak dülger ve duvarcıların birlikte yaptıkları örek.
Öğecik ile özdeciklerin, eksicik ya da öğeciklerden oluşma biçimi.