Birbirine karşılıklı yardım etme ve dayanışma içinde bulunma. İnsan doğuştan ve tabii olarak toplumsal bir varlık olarak kabul edilir. Klasik tabiri ile insan tabiatı itibariyle medeni bir varlıktır. Kendisinin eksiklik ve ihtiyaçlarını toplum içinde var olarak giderebilir. Alışveriş ya da iş bölümü insanın toplumsallığının bir gereği olarak ortaya çıkar. İnsanın bu toplumsallığı içinde bir bedel karşılığında veya bedelsiz olarak birbirine yardım etmesi yardımlaşma, eskilerin tabiriyle bir teâvün olarak ortaya çıkar. Medeniyetin temeli de aslında bu teâvün yani karşılıklı yardımlaşmada yatar. Bu anlamda yardımlaşma alışveriş gibi eşit tabakalar arasında ve bedelli olabileceği gibi farklı tabakalar arasında zenginden fakire bedelsiz bir mal veya hizmet transferi şeklinde de olabilir. Yardımlaşma devlet ile vatandaş arasında da olabilir. Yardımlaşma yalnızca bir mal veya hizmet transferinden ibaret de değildir. Bir kişinin acısını paylaşarak onunla dayanışma içinde olmak da bir yardımlaşma örneği olabilir. Kuran-ı Kerim iyilik ve takvada yardımlaşmayı emreden günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayı yasaklayan ayetiyle yardımlaşmanın çerçevesini çizmektedir (Maide Suresi, 5:2). Bütün insanlar için olduğu gibi iş ve ticaret dünyası için de karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmanın önemi büyüktür. Karşılıklı yardımlaşma ihtiyacının en çok hissedildiği alanlardan biri de iş ve ticaret hayatıdır.