1. Olanakların içten dışa doğru gerçekleşmesi.
2. Başlangıçta belirtisiz olarak bulunan bir ilkenin yavaş yavaş kendini gerçekleştirip gelişmesi ve sonunda oluşarak ortaya çıkması.
3. Bir ereğe doğru sürekli olarak adım adım ilerleyen ve kendi içinden oluşan değişme. (Dış nedenlerle belirlenmiş bir değişmenin karşıtı.)
4. Ne belli bir anlamla belirlenmiş olarak, ne de bir ereğe yönelmiş olarak yavaş ve basamak basamak oluşan (değişim, dönüşüm).
5. Biçim almamıştan, az belirgin olandan biçim almışa, tam belirgin olana giden değişim.
6. Yavaş ve sürekli ya da sıçramalı, atılımlı olarak bir biçimden öbür biçime, bir türden öbür türe giden değişim (dönüşüm).
7. (Fizikötesinde) a. Tanrı'nın kendisini dünya olarak gerçekleştirmesi (Nikolaus Cusannus'ta, panteismde). b. Oluşan, değişen gerçeklikler olarak ide ve tin. Bunlar oluş sürecine girmeleriyle değerden düşmezler, tersine daha zenginleşirler, somut, canlı bir gerçeklik kazanırlar. (Alman idealizminde olduğu gibi.) 8- (insan yaşamı ve tarihinde) a. Belirsiz nedenlerden çıkan bireysel, organik bir gelişme. (Aydınlanmanın karşıtı olarak romantizmde görülür.) b. Birliğin, birbirlerini dışarda bırakan karşıtlara bölünmesi yoluyla kendiliğinden oluşan eytişimsel bir devinim bu karşıtlar daha yüksek bir birlikte ortadan kaldırılarak birleştirilirler bu birlikten de yeni yeni karşıtlar çıkar. (Alman İdealizminde, özellikle Hegel'de ve eytişimsel özdekçilikte böyledir, bk. eytişim, c. Gelecekteki bir ereğe doğru usa uygun ilerleme süreci, d. Bulucu, sınayıcı, yeniyi yaratıcı oluş (Nietzsche ve Bergson'da). 9- Gelişme: a. Zaman dışı, matematiksel ilişkilerde. (Ör. Noktanın gelişmesi olarak çizgi.) b. Düşünce alanında bir çözümleme anlamında: açarak ortaya koyma = bir düşüncenin mantıksal olarak geliştirilmesi.
TDK Felsefe Terimleri Sözlüğü