eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Çevre Terimleri Sözlüğü : İngilizce Terimler (2)
Türkçe Terimler
İngilizce Terimler
Kısaltmalar
#
A
B
C
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
Q
R
S
T
U
V
W
X
Y
Z
Çevre Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Çevre Terimleri Sözlüğü (2. Sayfa)
Below detection limit
:
Saptama sınırının altında.
Beltway
:
Kentsel bir alanı çevreleyen, ana ulaşım arterlerine bağlı yol.
Bench mark
:
Özellikle harita yapımında kullanılan, bir yükseklik yâda uzaklık
...
Benefical use
:
Kamu yararına, insanların esenliğine, güvenliğine ve çevre sağlığ
...
Benhtos
:
Deniz dibi bölgesinde yaşayan yâda burada oluşmuş hayvan ve bitki
...
Benthic region
:
Hem kıyı hem de derin deniz tabanı olmak üzere, bütün okyanus dib
...
Benzene
:
Kanser yapan endüstriyel çözücü.
Benzene soluble organics
:
Benzende çözünebilen organik maddeler.
Berm
:
Eğilimli bir yüzeyden gelen drenaj ı stabilize etmeye yada denetl
...
Beryllium
:
İnsanlar üzerinde zararlı etkilere sahip metalik bir eleman.
best available technolog
:
Maliyeti göz önüne almaksızın yada uygulanmasının gerekliliği kan
...
Best available technology
:
Bakınız: En İyi Kullanılabilir Teknoloji
best practicable environmental optio
:
Belirli bir ortamda [deniz, hava, toprak] bir kirleticiye karşı g
...
Best practicable environmental option
:
Bakınız: En Kullanışlı Çevresel Seçenek
Beta radiation
:
Yüksek hızda negatif elektron radyasyonu.
Bioaccumulation
:
Biyoyoğunlaşma.
Bioassay
:
Potansiyel olarak zehirli bileşiklerin niteliğinin ve gücünün, s
...
Biochemical oxygen deman
:
Organik kirliliğin bir ölçüsü olarak kullanılan ifade. Bir su vey
...
Biochemical oxygen demand
:
Bakınız: Biyokimyasal Oksijen İhtiyacı
Biocides
:
Organizmaları öldürme yeteneğine sahip kimyasal maddeler; sterili
...
Bioconcentration factor
:
Organizmalarda bazı kimyasal maddelerin birikme mertebesini ifade
...
Bioenergetics
:
Bitkilerle hayvanlar, bitkilerle bitkiler ve hayvanlarla hayvanl
...
Biogeochemical cycling
:
Kimyasal elemanların fiziksel çevre ile organizmalar arasındaki d
...
Biological balance
:
Hayvanlarla bitkiler, bitkilerle bitkiler ve hayvanlarla hayvanla
...
biological diversity
:
Organizmaların çeşitlerinin alan ya da hacim birimi başına sayısı
...
Biological oil spill control
:
Sudaki yağ tabakalarım ayrıştırmak için bakteri kültürlerinin kul
...
Biological shield
:
Bir nükleer reaktörün personelini ve çevresini korumak amacıyla,
...
Biological treatment
:
Atık suyun mikroorganizmalar kullanılarak arıtılması.
Biomas
:
Belli bir alan ya da hacimdeki canlı organizmaların toplam kütles
...
Biomass energy
:
Bir biokütledeki organik atıklar, bitkiler yâda ağaç gibi organik
...
Biome
:
Belli bir doğal ortam ve iklimdeki bütün canlı organizmalardan ol
...
Biometry
:
Biyolojik sorunların incelenmesinde istatistik yöntemlerin uygula
...
Biomonitoring
:
Potansiyel olarak zararlı bir durumda bitki ve hayvan yaşamındaki
...
Biosphere
:
Gezegenimizin ve atmosferinin yaşam kaynağı bütün bölümlerini içe
...
Biota
:
Belirli bir bölgede ya da çevrede bulunan bitki ve hayvan yaşamın
...
Biotic
:
Bir çevredeki bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmalarla ilgili.
Biotic potential
:
Bir organizmanın varlığım sürdürme ve üreme yeteneği.
Biotope
:
Belirli bir bitki ve hayvan topluluğu için elverişli nitelikteki
...
Birth rate
:
Belirli bir grubun birim zamanda olarak ifade edilen doğum oranı.
...
bitumen
:
Yüzeyleri havanın etkilerine karşı dayanıklı kılmak yâda yol yüze
...
Black oil
:
Siyah hidrokarbon; renksiz yağların tersine, daha koyu renkli yağ
...
Black rain
:
Petrol döküntüsü, petrol kuyusu veya orman yangını gibi nedenlerl
...
Black smoke
:
Kömürün yanmasından yâda herhangi bir başka fosil yakıtın yanması
...
Black snow
:
Atmosferin parçacıklarla yoğun biçimde yüklenmiş bir bölümünden i
...
Black tide
:
Petrol döküntüleriyle kirlenmiş deniz.
Blow out
:
Basınç kontrolü kaybolduğunda ortaya çıkan yağ yada gaz sızıntısı
...
Blow-out preventer
:
Kaçak önleyici.
Bog
:
Yoğun Ötrofikasyon sonucu su kaynaklarının zengin organik birikin
...
Boom
:
Sudaki yağ serpintilerinin yayılmasını önlemek için kullanılan ay
...
Borrow
:
Bir başka alanda dolgu malzemesi olarak kullanılmak üzere bir yer
...
Bottom lands
:
Bir akarsu kanalına bitişik ve ondan biraz yüksek arazi.
Brackish
:
Hafif tuzlu su.
Braiding
:
Birbirine bağlı çok sayıda kanalı bulunan nehir korkuluğu modeli.
Breeder
:
Parçalanmayan atomları, aynı ya da farklı elemanları parçalanabil
...
Brown coal
:
Düşük kaliteli kömür; linyit.
Brown smoke
:
Fosil yakıtların nispeten düşük ısıda yanmasından oluşan ve siyah
...
Bubble concept
:
Kirletici emisyonlarının denetimi bağlamında amaçlanan sınırlamal
...
Built environment
:
Doğal çevre üzerinde insan eliyle gerçekleştirilen değişiklikleri
...
Buitdable area
:
Potansiyel inşaatlara uygun toprak.
Bullet train
:
Son derece süratli tren.
Bypass
:
Trafik, su yada kanalizasyon akışındaki yoğunluğu hafifletmek içi
...
Cabot control
:
Yüzeye bir fitil sokup döküntüyü tutuşturmak suretiyle gerçekleşt
...
Calcium hydroxide
:
Sönmüş kireç diye de bilinen, arıtma süreçlerinde pH ayarlaması v
...
Carbon absorption or adsorption
:
Bakınız: Karbon Soğurması
Carbon cycle
:
Karbon atomlarının fiziksel, jeolojik, kimyasal ve diğer süreçler
...
Carbon dioxide
:
Yeterli oksijen koşullarında fosil yakıtların yanmasıyla oluşan,
...
Carbon monoxide
:
Fosil yakıtların yeterince hava ile yanmamasından oluşan, gözle g
...
Carboxyhaemoglobi
:
Kanda oksijen taşıyan hemoglobin pigmentinin karbon monoksit ile
...
Carboxyhaemoglobin
:
Bakınız: Karboksihemoglobin
Carcinogen bioassay in smail rodents
:
Küçük kemirgenlerde kanser yapıcı biyo-denemesi.
Carcinogenes
:
Kansere yol açan etki maddeleri.
Carnivore
:
Et yiyerek enerji sağlayan canlı.
Carrying capacity
:
Bir sistemin çevre niteliği bozulmadan nüfusta meydana gelen artı
...
Catalytic converter
:
Katalitik susturucu [catalytic mufflers].
Catalytic mufflers
:
Katalitik dönüştürücü diye de bilinir. İçten yanmalı motoru bulun
...
Catch basin
:
Sellerin taşıdığı süprüntü ve molozları engelleyerek kanalizasyon
...
Catchment
:
Yağış sularını alıp toplayan drenaj havzası.
Catchment area
:
Belirli bir programın, etkinliğin, hizmetin kullanıcılarının çoğu
...
Cathodic protection
:
Metal bazlı yeraltı veya sualtı borularını paslanmaya [oksitlenme
...
Census
:
Bir ülkedeki insanların resmi olarak ve belirli aralıklarla sayım
...
Central business district
:
Merkezi iş bölgesİ.
Central nervous system
:
Bakınız: Merkezi sinir sistemi
Cesspool
:
Konutların pis su depolama tankı.
channel
:
Suyun belirli bir doğrultuda akmasını sağlayan doğal yada yapay o
...
channelization
:
Büyük miktardaki suyun, su düzeyini tehlikeli biçimde yükseltmeks
...
Check dam
:
Özellikle toprak erozyonunu denetlemek amacıyla kullanılan, suyun
...
Chelat
:
Deniz suyundan organik materyali ayırmaya yarayan kimyasal ayırma
...
Chemical mutagens
:
Daha sonraki kuşaklarda doğuştan gelen kusurların artışına yol aç
...
chemical oxygen deman
:
Bir su örneğindeki organik ve oksitlenebilir inorganik bileşikler
...
Chemical oxygen demand
:
Bakınız: Kimyasal Oksijen İhtiyacı
Chemical pollution
:
Gaz, katı yâda sıvı haldeki kimyasal maddelerin etkisiyle havada,
...
Chemical treatment
:
Zehirli, kokulu yada aşındırıcı nitelikteki gazların ve emisyonla
...
Childproof
:
Çocuklar için tehlikeli olmayan.
Chimney effect
:
Isıdaki değişmenin gazlarda yol açtığı yukarıya yönelik hareket.
Chlordane
:
Etkin maddesi klor olan uçucu nitelikteki böcek öldürücü.
Chlorinated hydrocarbons
:
Organoklorlar diye de adlandırılırlar. Bu maddeler endrin heptakl
...
Chlorination
:
Mikropları giderme amacıyla içme suyu yada atık suya klor eklenme
...
Chlorine
:
Ağartıcı, oksitleyici etki maddesi olarak su arıtma yada mikrop g
...
Chlorine demand
:
Belirli bir hacim pis suda bulunan bütün patojenik bakterileri öl
...
Chlorofluorocarbon
:
Aerosol püskürtücülerde, soğutmada, plastik köpükte ve endüstriye
...