eng

Çevre Terimleri Sözlüğü : İngilizce Terimler (8)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
8. Sayfa
Oligotrophic lakes :
Ayırt edici özellikleri düşük besin düzeyi, derin sulardaki büyük ...
Omnivore :
Hem bitki hem de hayvan tüketerek enerji sağlayan organizma.
Oncogenic :
Kanser yapıcı, karsinojenik.
One way packaging :
Geri kazanılamayan paketleme; bir kez kullanıp atılan paketleme.
Open burning :
Atık miktarını [hacmini] azaltmak amacıyla çöplük alanlarında yak ...
Open dumping :
Atıkların rahatsız edici kokulara, su, toprak ve hava kirliliğine ...
Open space :
Ya imar görmemiş yada konutlardan ve diğer yapılardan nispeten ar ...
Open-cast mining :
Kömürün yada diğer madenlerin sığ derinliklerden toprağın ve kaya ...
Operational losses :
Buharlaşma ve sızıntıdan kaynaklanan su kayıpları.
Optimum population :
Nüfus içindeki kişi başına mümkün olan en yüksek gelire olanak ve ...
Organophosphates :
Böcek denetiminde kullanılan, fosfor içeren, malathion ve parathi ...
Origin destination survey :
Bir ulaşım planlama tekniği.
outer continental shel :
Bir ülkenin kıyılarında, birkaç kilometreden 400 kilometre uzaklı ...
Outer continental shelf :
Bakınız: Dış Kıta Sahanlığı
Outfall :
İşlem görmüş yada görmemiş atık suyu ya da diğer sıvı atıkları do ...
Outlet channel :
Sıvı atığı toplayıp götürmeye yarayan suyolu yâda drenaj kanalı.
Oxidant :
Yeni bir madde oluşturmak üzere havada kimyasal olarak tepkiyen, ...
Oxidation ponds :
Atık su arıtımında birincil aşamada atığın stabilizasyonu için ku ...
Oxidation processes :
Atık suda organizmaların biyolojik büyümesini hızlandıran, böylec ...
Oxidizable matter :
Oksitlenebilir madde.
Oxygen depletion :
Kimyasal yada biyolojik kullanımla oksijenin giderilmesi yâda tük ...
Oxygen sag :
Biyolojik solunum nedeniyle, çoğunlukla geceleri, sudaki çözünmüş ...
Ozone :
Oksijenden geçen elektrik boşaltımı ve radyasyonla oluşan, oksije ...
Ozone layer :
Zararlı morötesi radyasyonu süzen, ozon içeren üst atmosfer katma ...
Ozonosphere :
Yeryüzünün 20-50 kilometre üzerindeki ozon içeren atmosfer katman ...
ÖNLEMLER, DONANIM :
Kirliliği denetlemek ve sınırlamak için kullanılan ek önlemler yâ ...
ÖZARITIM :
Bir su oluşumunun organik atıklarla kirlendikten sonra yeniden ar ...
Package treatment plant :
Prefabrik, taşınabilir, lağım suyu işleme tesisi.
Packed tower :
Kirli havanın dolgu maddesi [seramik parçaları, ağaç yongası vb.] ...
Parathion :
Son derece zehirli organofosfat tarım ilacı.
Part[s :
Bakınız: Milyonda bir
Particulate matter :
Gaz yâda havada asılı durabilen, gözle görülebilen yada görünmeye ...
Particulate organic matter :
Parçacık halinde organik madde.
Partide size distribution :
Parçacık büyüklük dağılımı.
PASLANMA :
Genellikle kimyasal etkiyle, bir maddede zamanla oluşan yıpranma. ...
Pathogen :
Hastalık oluşturan herhangi bir etki maddesi; genellikle bu terim ...
Peak demand period :
Bir kamu kuruluşunun ya da topluluğa hizmet veren herhangi bir si ...
Peat :
Turbalıklarda ve bataklıklarda bulunan, kısmen ayrışmış materyald ...
PEDOLOJİ :
Toprakla ilgili bilim.
Percolation :
Suyun kayalardan yada topraktan aşağılara doğru sızarak [süzülere ...
Peroxyacetyl nitrate :
İkincil nitelikte bir kirletici sayılan ve gözde tahrişe yol açan ...
Persistent chemicals :
Zararsız hale getirilmelerini ya da giderilmelerini sağlayacak bi ...
Pesticides :
Zararlı bitki ve hayvanları yok etmekte kullanılan, insan ürünü k ...
Phenols :
Tarım ilaçlarının, eczacılıktaki ürün­lerin, sepilemedeki etki ma ...
Phosgene :
Renksiz tahriş edici gaz.
Phosphates :
Bitkiler için gerekli besin niteliği taşıyan ve insan ve hayvan g ...
Photochemical smog :
Endüstriyel işlemlerden ve otomobil egzoz gazlarından kaynaklanan ...
Photosynthesis :
Klorofil içeren bitkilerin atmosferdeki karbondioksitten ve sudan ...
Photovoltaics :
Güneş enerjisi örneğinde olduğu gibi, fotosel kullanarak ışıktan ...
Phreatic :
Yeraltı suyuyla ilgili.
Physico-chemical treatment :
Atık su arıtımında pıhtılaştırma, yumaklaştırma ve çöktürme gibi ...
Phytoplankton :
Bitkisel plankton.
Pig :
Radyoaktif materyalin gemilerle taşınmasında ya da depolanmasında ...
Pile :
Bir tür nükleer reaktör.
Pipeline :
Değişik maddeleri uzak mesafelere ileten, pompalama donanımı, van ...
Plankton :
Deniz, ırmak, gölet ve göl sularında yaşayan ve akıntılarla taşın ...
Plume :
Bacadan çıkan değişik biçimlerde atmosfere dağılan gözle görülebi ...
Plutonium :
Nükleer enerji üretimi sırasında oluşan ve uzun bir yarılanma müd ...
Point source :
Su kirliliğinin bir su yoluna ulaşabileceği bağımsız ve farklı ta ...
Pollutant :
Arzu edilmeyen etkilere yol açan katı, sıvı yada gaz halindeki ma ...
Polluter pays prin­cipl :
Kirliliğin üstesinden gelmenin bedelini kirleticinin karşılaması ...
Polluter pays principle :
Bakınız: kirleten öder ilkesi
Pollution control costs :
Kirlilik denetim maliyetleri.
Polychlorinated biphenyl :
Elektrik transformatörlerinde, yalıtkan akışkanlardan plastiğe ka ...
Polychlorinated biphenyls :
Bakınız: Poliklorlu Bifeniller
Polyvinyl chlorid :
Yanınca hidroklorik asit yayan ve mobilya ve giysi gibi ev eşyası ...
Polyvinyl chloride :
Bakınız: Polivinil Klorid
Pond :
Genellikle gölden küçük ve havuzdan büyük, doğal yada yapay olara ...
Population characteristics :
Yaş dağılımı, mekan dağılımı, gelir modelleri, hane halkı oluşumu ...
Population distribution :
Topluma yönelik hizmet ve etkinliklerin yer seçimini ve toprak ku ...
Population dynamics :
Doğum, ölüm ve göç olayları sonucunda nüfus içinde gerçekleşen sa ...
Population index :
Dolaylı araçlarla gerçekleştirilen, bir nüfusun büyüklüğü yada di ...
Population projection :
Geçmiş eğimlerin süreceği varsayımına dayanan, gelecekteki nüfusl ...
Potable water :
Aşırı mineral yada tuz yoğunluğu taşımayan, insan, hayvan yada ba ...
precipitation :
Elektrik alan etkimesi ya da ısısal değişme sonucunda, parçacıkla ...
Precision depth recorder :
Hassas derinlik kayıt aygıtı.
Predator :
Avlanarak yaşayan yaratık ve organizma. "Yırtıcı zinciri"nde, bir ...
Preservation :
Özellikle geçmişten kalma yapıların yararlı durumunun, bakımla, m ...
Pretreatment :
Arıtmanın daha etkili olması için, belli maddelerin birincil işle ...
Primary air pollutants :
Atmosfere doğrudan verilen hava kirleticileri.
Primary treatment :
İşlenmemiş lağım suyunu arıtmanın en yaygın biçimi; kaba ve katı ...
Producers :
Fotosentez ile büyüyen canlılar, bitkiler.
Program evaluation procedures :
Program değerlendirme işlemleri.
Propellant :
Basınç   altındaki  sıvıyı püskürtmek için kullanılan aracı kimya ...
pumping station :
İçme suyu temin yada kanalizasyon sisteminde suyun yada lağım suy ...
Purification :
Organik, ayrışabilen materyalin sabit, kararlı materyale dönüştür ...
Putrefaction :
Anaerobik haldeki maddenin organik ayrışması; bu süreç sonunda kö ...
Pyrethrin :
Genellikle tarımda kullanılan aerosol böcek öldürücü madde.
Pyrolysis :
Oksijenin bulunmadığı koşullarda atığın sıcaklık etkisiyle yanmas ...
radiation :
Elektromanyetik dalgalar yada parçacıklar biçimindeki enerji emis ...
Radiation hazard :
Radyoaktif maddelerin yaydıkları parçacıkların ve ışınların yol a ...
radioactive fallout :
Radyoaktif parçacıkların yer yüzeyine inmesi; yada radyoaktif par ...
Radioactive waste :
Nükleer reaktör işlemlerinden yada tıpta araştırma, askeri ve sın ...
Radiogenic :
Radyoaktif ayrışmadan oluşan madde.
Radionuclide :
Bakınız: radyoaktif çekirdek
Radon :
Toprağın yada kayaların havaya saldığı doğal radyoaktif gaz; bu g ...
Rain forest :
Yıllık yağışın yüksek olduğu sık ağaçlık; bazı yörelerde yok edil ...
Range :
Biyolojik biçimlerin coğrafin dağılımı.
Rare :
Sayılar daha da azalacak olursa varlıkları tehlike altına girecek ...
Receiving waters :
İşlemden geçirdikten sonra sıvı ya da katı kirleticilerin içine b ...