eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
UDH Denizcilik Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (L - 1)
Türkçe Terimler
İngilizce Terimler
Kısaltmalar
#
A
B
C
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
Q
R
S
T
U
V
W
X
Y
Z
UDH Denizcilik Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
UDH Denizcilik Terimleri Sözlüğü (L - 1. Sayfa)
lace hole
:
Yelken ve tentelerin delik açıldığında yırtılmaması için delik et
...
ladder platform
:
İskelelerin alt ve üstünde girip çıkmada ilk basılan platform.
lagoon
:
Denizle birleşimi olan ve etrafı kara ile çevrili sığ su, göl. Aç
...
laid
:
Bir halatın kollarının sağa veya sola doğru bükülmesi.
large vessel
:
Tam boyu 200 metre ve daha büyük olan gemiler.
lay days
:
Bir navlun mukavelesinde yükleme veya boşaltma için tahsis edilen
...
laziness
:
Gerektiği şekilde ve usulüne uygun olarak çalışmamak, tembellik e
...
lead line, sounding line
:
İskandil kurşunlarının bağlandığı işaretli salvo.
lead sounding
:
İskandil salvolarının bağlandığı ağır
leage
:
Üç deniz millik mesafe. Camadan vur emri.
league
:
Üç deniz mili, bir enlem derecesinin 1/20'si, 5,56 km.
ledge
:
Deniz yüzeyine yakın küçük kayalıklardan meydana gelen kümeler.
lee anchor
:
Rüzgâr altına atılan veya atıldıktan sonra rüzgâr altında kalan d
...
lee lurch
:
Denizlerin etkisiyle teknenin rüzgârın geldiği tarafa yatması.
lee shore
:
Rüzgârın geldiği yöne bakan kıyı.
lee side
:
1) Rüzgârın geldiği yönün tersi. Rüzgârın gittiği yön. 2) Rüzgâr
...
leech
:
Seren yelkenlerde yan, flok ve yan yelkenlerde ise rüzgâr altı ya
...
leech of a sail
:
Bir yelkende rüzgârın estiği taraftaki yaka.
let fall and set, the lower sails
:
Trinket ve mayıstra serenlerinin açılması için verilen komut.
let go the anchor
:
Demirlemek için verilen komut.
let go, letfall
:
Bir yere bağlanmış olan halatın oradan çıkartılması.
letgo, let fly
:
Tutulmakta veya çekilmekte olan bir halatı birdenbire bırakmak, k
...
lie to
:
1) Rüzgârın ve denizlerin etkisiyle ilerleyemeyen gemi. 2) Rüzgâ
...
life boat
:
Tehlikedeki bir gemiden yolcuları ve gemiadamlarını kurtarmak içi
...
life buoy, life ring
:
Gemilerde ve deniz araçlarında denize düşen kişileri kurtarmak iç
...
life line
:
Emniyet ve kurtarma amacıyla kullanılmak için donatılan halat.
life saving appliances
:
Gemide bulundurulan ve teknik özellikleri uluslararası kurallarla
...
lifting screw
:
Dönger, gergi. İki ucuna bağlanan halat ve zincirleri döndürüldük
...
light breeze
:
Çok hafif rüzgâr, rüzgâr hızının saatte 4-6 deniz mili arası esme
...
light port
:
Gemideki pencerelere verilen isim.
lighten
:
Karaya oturan bir geminin ağırlığını başka bir gemiye boşaltarak
...
lighter
:
Hafifletici, aktarmacı deniz aracı. Genellikle makineli, az su çe
...
limber
:
Geminin karinasında sintine suyunun geçmesi için yapılmış delik v
...
Lloyd Open Form (LOF)
:
Kurtarma Yardım Sözleşmesi kapsamında kullanılan, "kurtarma yoksa
...
Lloyd's Corporation
:
İlk defa 1770'te İngiltere'de kurulan ve gemilerin, sigortacıları
...
load factor
:
Ortalama yük miktarının maksimum yük miktarına oranı.
local marine traffic
:
Liman idari sınırları içerisinde seyir yapan feribotlar, şehir ha
...
lock
:
Gemilerin, değişik iki su yüzeyinin birinden diğerine geçirilmesi
...
log
:
Geminin gittiği yolu, mesafeyi ölçmek için kullanılan alet.
longitudinal
:
Tekne boyunca, boyuna devam eden ana taşıyıcı mukavemet elemanı.
loop, slack, bight
:
Bir halatın iki çıması arasındaki sarkık kısım.
lower
:
Aşağı veya alt anlamında kullanılan bir sözcük.
lower deck, orlop deck
:
Çok güverteli gemilerin üsten itibaren aşağıya doğru beşinci güve
...
lower topgallant
:
Çift babafingolardan altta olanı.
lower topsail
:
Çift gabyalardan alttaki gabya üzerindeki yelken.
luff
:
Bir yelkenin direk tarafındaki veya rüzgâr üstü tarafındaki yakas
...
luffing
:
Rüzgârın estiği yöne yaklaşma.
lumpsum charter
:
Kiracılar emrine tahsis edilen bir gemi için sabit bir meblağ üze
...
lying to
:
Rüzgârı veya denizleri baştan almak suretiyle yelken ya da makine
...