eng

UDH Denizcilik Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (5)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V WX Y Z
5. Sayfa
Jacob's ladder :
İki halat arasına ağaç basamaklarla yapılan bordadan sarkıtılan m ...
jag :
Gemiden havuza veya istif sahasına yedekleme için geçici olarak b ...
jet boat :
İç sularda su jeti motoru ile seyreden en fazla 24 kişi (müretteb ...
jet-ski :
Tahrik kaynağı olarak su jeti pompasına sahip içten yanmalı bir m ...
jety, mole :
Limanların ve liman içindeki gemilerin denizden zarar görmemeleri ...
jewel, leach, leech, luff :
Yan yelkenlerin alt baş tarafındaki ve cunda yelkenlerin alt dış ...
jib, jibsail :
Baş tarafına, cıvadraya çekilen üç köşe yelken.
jigger mast :
Mizana direğinin gerisindeki direk.
jigger, spanker, driver spanker :
Yelkenli teknelerde kıç bodoslamanın / kıç aynalığın üzerinde bul ...
keel :
Bir teknenin postalarının üzerine oturtulup bağlandığı ve baştan ...
keep lear, look out :
Dikkat et, gözetle, neta geç.
kink, squirom, nip :
1) Halatların bükümlerine ters olarak bükülmesi yada bükümlerinin ...
knot :
Değişik yöntem ve tekniklerle halatların çımalarına yapılan, hala ...
lace hole :
Yelken ve tentelerin delik açıldığında yırtılmaması için delik et ...
ladder platform :
İskelelerin alt ve üstünde girip çıkmada ilk basılan platform.
lagoon :
Denizle birleşimi olan ve etrafı kara ile çevrili sığ su, göl. Aç ...
laid :
Bir halatın kollarının sağa veya sola doğru bükülmesi.
large vessel :
Tam boyu 200 metre ve daha büyük olan gemiler.
lay days :
Bir navlun mukavelesinde yükleme veya boşaltma için tahsis edilen ...
laziness :
Gerektiği şekilde ve usulüne uygun olarak çalışmamak, tembellik e ...
lead line, sounding line :
İskandil kurşunlarının bağlandığı işaretli salvo.
lead sounding :
İskandil salvolarının bağlandığı ağır
leage :
Üç deniz millik mesafe. Camadan vur emri.
league :
Üç deniz mili, bir enlem derecesinin 1/20'si, 5,56 km.
ledge :
Deniz yüzeyine yakın küçük kayalıklardan meydana gelen kümeler.
lee anchor :
Rüzgâr altına atılan veya atıldıktan sonra rüzgâr altında kalan d ...
lee lurch :
Denizlerin etkisiyle teknenin rüzgârın geldiği tarafa yatması.
lee shore :
Rüzgârın geldiği yöne bakan kıyı.
lee side :
1) Rüzgârın geldiği yönün tersi. Rüzgârın gittiği yön. 2) Rüzgâr ...
leech :
Seren yelkenlerde yan, flok ve yan yelkenlerde ise rüzgâr altı ya ...
leech of a sail :
Bir yelkende rüzgârın estiği taraftaki yaka.
let fall and set, the lower sails :
Trinket ve mayıstra serenlerinin açılması için verilen komut.
let go the anchor :
Demirlemek için verilen komut.
let go, letfall :
Bir yere bağlanmış olan halatın oradan çıkartılması.
letgo, let fly :
Tutulmakta veya çekilmekte olan bir halatı birdenbire bırakmak, k ...
lie to :
1) Rüzgârın ve denizlerin etkisiyle ilerleyemeyen gemi. 2) Rüzgâ ...
life boat :
Tehlikedeki bir gemiden yolcuları ve gemiadamlarını kurtarmak içi ...
life buoy, life ring :
Gemilerde ve deniz araçlarında denize düşen kişileri kurtarmak iç ...
life line :
Emniyet ve kurtarma amacıyla kullanılmak için donatılan halat.
life saving appliances :
Gemide bulundurulan ve teknik özellikleri uluslararası kurallarla ...
lifting screw :
Dönger, gergi. İki ucuna bağlanan halat ve zincirleri döndürüldük ...
light breeze :
Çok hafif rüzgâr, rüzgâr hızının saatte 4-6 deniz mili arası esme ...
light port :
Gemideki pencerelere verilen isim.
lighten :
Karaya oturan bir geminin ağırlığını başka bir gemiye boşaltarak ...
lighter :
Hafifletici, aktarmacı deniz aracı. Genellikle makineli, az su çe ...
limber :
Geminin karinasında sintine suyunun geçmesi için yapılmış delik v ...
Lloyd Open Form (LOF) :
Kurtarma Yardım Sözleşmesi kapsamında kullanılan, "kurtarma yoksa ...
Lloyd's Corporation :
İlk defa 1770'te İngiltere'de kurulan ve gemilerin, sigortacıları ...
load factor :
Ortalama yük miktarının maksimum yük miktarına oranı.
local marine traffic :
Liman idari sınırları içerisinde seyir yapan feribotlar, şehir ha ...
lock :
Gemilerin, değişik iki su yüzeyinin birinden diğerine geçirilmesi ...
log :
Geminin gittiği yolu, mesafeyi ölçmek için kullanılan alet.
longitudinal :
Tekne boyunca, boyuna devam eden ana taşıyıcı mukavemet elemanı.
loop, slack, bight :
Bir halatın iki çıması arasındaki sarkık kısım.
lower :
Aşağı veya alt anlamında kullanılan bir sözcük.
lower deck, orlop deck :
Çok güverteli gemilerin üsten itibaren aşağıya doğru beşinci güve ...
lower topgallant :
Çift babafingolardan altta olanı.
lower topsail :
Çift gabyalardan alttaki gabya üzerindeki yelken.
luff :
Bir yelkenin direk tarafındaki veya rüzgâr üstü tarafındaki yakas ...
luffing :
Rüzgârın estiği yöne yaklaşma.
lumpsum charter :
Kiracılar emrine tahsis edilen bir gemi için sabit bir meblağ üze ...
lying to :
Rüzgârı veya denizleri baştan almak suretiyle yelken ya da makine ...
machinist :
Makinede çalışan ve mühendis olmayan gemi adamı. Çarkçı.
madenî :
Parçalar.
main deck :
Geminin veya teknenin üzerinde yürünen en üstteki güvertesi.
main keel :
Postaların bağlandığı, baştan kıça kadar uzanan ağaç, demir kısım ...
main mast :
Birden fazla direkli gemilerdeki en yüksek direk.
man rope :
1) Korunma, tutunma amacıyla donatılmış halatlar. 2) Yelkenci yü ...
manhole :
Güverteler arası geçişi sağlamak veya tanklara girmek için kullan ...
manifest :
Kaptanın adı, yükleyenin adı, yük hakkında bilgi, markaları, numa ...
manoevre, maneuver :
Gemiye makine, dümen ya da yelkenle çeşitli hareketler yaptırmak. ...
manufacturer code :
Gezi tekneleri yönetmeliği kapsamındaki ürünlere iliştirilen tekn ...
marina :
Küçük teknelerin ve yatların barınabilmeleri için özel bir mendir ...
marine insurance :
Denizde, gemide ya da seferde meydana gelebilecek risklere veya k ...
marine pilot :
Kılavuz kaptan yeterlik belgelerinden birisine sahip olarak; gemi ...
marline, hambroline :
Katranlı kendirden yapılmış iki veya dört kollu ip.
marsden square :
10 derece enlem ve boylam arasında kalan 100 derece karelik yer ü ...
martin's anchor :
Çipo ve kolları aynı düzeyde ve kolları da beden etrafında dönebi ...
masthead lights :
Gece ve karanlıkta gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi di ...
mate's receipt :
Gemiye yüklenmek üzere gönderilen yük gemiye alındıktan sonra gem ...
metacentre :
Geminin dengesini korumak ve alabora olmasını önlemek için gemi a ...
metric ton :
1.000 kg veya 2.204 libre karşılığı olan ağırlık ölçüsü.
midship :
Dümen etkisiyle bir tarafa dönen geminin, dönüş hızını kesebilmek ...
midship frame :
Bir teknedeki en geniş posta.
mile :
Denizdeki uzunluk ölçüsü (6080 feet = 1852 mt).
mizen mast :
3 direkli bir yelkenli gemide en kıçtaki direk.
monkey boat, jolly boat :
1-3 çifteye kadar kürekli ahşap teknelere harp gemilerinde verile ...
mooring rope :
Gemilerin rıhtıma veya iskeleye bağlanmasında halattan daha kalın ...
mouth of a river :
Bakınız: nehir ağzı
mudian :
Uzun bir direk üzerine yelken açmak için düşünülmüş olan, yelken ...
muster drill :
Gemi adamlarının acil durumlarda yapılacak işlerle ilgili olarak ...
muster list :
Role taliminde belirtilen durumlarda yapılacak işleri ve görev da ...
muster station :
Role talimlerinde ve acil durumlarda gemiadamlarının ve yolcuları ...
nautophone :
Sis işareti olarak yüksek ses veren ve elektrikle çalışan alet.
no cure - no pay :
Yapılan kurtarma operasyonu başarı ile neticelenmemişse yapılan m ...
notice of readiness :
Geminin her bakımdan yüklemeye veya tahliyeye hazır olduğunu göst ...
oddments :
Tahliye sonunda gemi ambarlarında kalan süprüntü, kalıntı yük.
officer :
Ticaret gemilerin kaptan, başmakinst ve tayfa dışında kalan güver ...