eng

UDH Denizcilik Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (9)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V WX Y Z
9. Sayfa
Turkish Straits :
İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nden gemileri ...
turn astern :
Makinenin tekneyi geri istikamette hareket ettirmesi için verilen ...
tweendeck, betweendeck :
Kuru yük gemilerinin ambarlarındaki katlar, güverteler arası katl ...
two masted sailing vessel :
İki direkli yelkenli tekne.
unballast :
Safra boşaltmak, herhangi bir yerde sintinede biriken suları dışa ...
underwater body of the vessel :
Geminin su kesiminin altında kalan kısmı, karina.
upper explosive limit (UEL) :
Kıvılcım kaynağına maruz kaldığında yanmayı oluşturan bir gaz vey ...
vang purchase, guy purchase :
Palanga şeklindeki veya halindeki abli.
veer :
Rüzgârın yön değiştirmesi.
ventilation :
Bir teknenin alt kısımlarına güverteden aşağıya doğru havalandırm ...
venus :
Güneşten itibaren ikinci gezegen. Venüs gezegeni.
vessel :
Denizde kürekten başka bir araçla yola çıkabilen her türlü araç.
vessel carrying dangerous cargo :
IMO'nun IMDG kodu sınıf 3 yükleri taşıyan tankerler ile IMO'nun I ...
vessels restricted in ability to manoeuvre in the traffic separation scheme :
Tam boyu 150 metre ve daha büyük olan ya da su çekimi 10 metre ve ...
voith schneider (VSP) tug :
Yürütücü sistemi karından sikloidal pervaneli olan römorkör.
voyage charter :
Kiracı ile donatan arasında karşılıklı olarak mutabık kalınan ücr ...
wait off-shore without dropped anchor :
Bir teknenin sahilden veya iskeleden ya da limandan açıkta, kıyıd ...
warning :
TBGTH, bilgi ve tavsiye dışında, bir geminin tehlikeye girdiğini ...
warp :
Çekme işinde kullanılan halat, yoma.
water barge :
Gemilere açıkta su verilmesi için kullanılan yüzer tank.
water line :
Teknenin gövdesinde ıslak yüzeyle kuru yüzeyi arasında meydana ge ...
weather anchor :
Demirde olan bir geminin rüzgâr üstünde olan demiri.
weather ring :
Rüzgârın geldiği yöne doğru seyretmek.
weather roll :
Rüzgârın etkisiyle geminin rüzgâr üstüne doğru yaptığı yalpa.
weather shore :
Teknenin rüzgâr üstü tarafında kalan kıyı, sahil.
weatherly :
Rüzgârın geldiği yöne yakın.
welding :
Su altı veya su üstünde yapılan kaynak.
wide meshed part of fishnet :
Balık avlama ağının geniş girişi, gözü.
winch :
Gemiye yük alıp vermede kullanılan, ambar ağızlarına yakın olarak ...
wind bound :
Rüzgâr olmaması sebebiyle limanda bekleyen yelkenli tekne.
wind correction :
Rüzgârın teknenin rotası üzerindeki etkisini ortadan kaldırmak iç ...
wind side :
Yelkenleri elden geldiği kadar rüzgârın estiği tarafa yaklaştırar ...
wind ward :
Rüzgârın estiği yön.
windlass :
Demir almada, halatları dolayıp gemiyi yanaştırmada veya karaya ç ...
windsail :
Geminin kapalı hacimlerinin havalandırılmasını sağlayan, rüzgârı ...
wing and wing :
Çifte yan yelkenlerinin iskotalarından birini sancak diğerini isk ...
wing, hard :
1) Tekne borda kaplamalarının, levhalarının iç yüzeyleri. 2) Düm ...
wreck removal :
Su altında batık durumda olan enkazın, batığın kaldırılması.
yard, square yard, spar :
Direkler üzerinde yelken açmak için ve işaret çekmek için yatay o ...
yardım hizmeti :
Neticesinde deniz tehlikesinden kurtarılan şeyler.
yarn, fiber, twine :
Nebati halatın yapıldığı malzemenin en ince parçası.
zinc :
Metal parçalarını katodik koruma yoluyla korumak için kullanılan, ...