eng

DSİ Hidroloji Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (6)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
6. Sayfa
fracture spring :
Bir kayadaki kırıktan çıkan kaynak.
frazil ice :
Su içerisinde asılı halde bulunan iğnemsi, tabakamsı ve disk benz ...
free acidity :
Sudaki kuvvetli asitlerin miktarı. Genellikle bir litrelik bir su ...
free nappe :
Atmosferik basınç altında kalan ve alt tarafındaki taşma yapısıyl ...
free water content of snow :
Kar tanecikleri arasındaki tabakalarda bulunan fakat kar tanecikl ...
free weir :
Kuyruk suyunun altında batık akımı olmayan savak.
freeboard :
Bir boru, rezervuar, hazne, kanal vb yapıdaki bir sıvı yüzeyinin ...
freeze-up :
Mevsimsel soğuma nedeniyle su yüzeyinde buz örtüsü oluşumu.
freezing point :
Bir sıvının belirli koşullar altında katılaştığı sıcaklık.
frequency analysis :
Hidrolojik olaylarla ilgili geçmiş kayıtların geleceğe yönelik ol ...
frequency curve :
Rasgele bir değişkenin alabileceği olası değerlerleri gösteren eğ ...
frequency distribution :
Bir populasyonun elemanlarının temsil ettikleri değişkenlerin ald ...
fresh water :
Düşük konsantrasyonda tuz içeren, tüketilmesi ve içilebilir su ür ...
fresh/salt-water interface :
Bir tatlı su kütlesini acı veya tuzlu su kütlesinden ayıran ve bu ...
freshet :
Kuvvetli yağışlar veya kar erimesi nedeniyle bir akarsuyun taşmas ...
freshwater barrier :
Tuzlu veya acı su girişimini önlemek amacıyla yeterli bir tatlı y ...
freshwater head :
Bir aküferde herhangi bir noktada bu noktaya bağlanan bir piyezom ...
freshwater lens :
Tuzlu yeraltı suyu üzerinde yüzen tatlı su kütlesi.
friction losses :
Su ve suyun içerisinde aktığı boru, kanal veya gözenekli ortam du ...
front :
(1) İki hava veya su kütlesini birbirinden ayıran yüzey. (2) Gene ...
frontal precipitation :
Havanın cephesel bir yüzey boyunca yükselmesi veya bu yüzeyin yak ...
frost :
0° C den soğuk olan nesneler üzerindeki su buharının süblimasyonu ...
Froude number :
Atalet kuvvetlerinin gravite kuvvetlerine oranını gösteren boyuts ...
fully penetrating well :
Bir aküferin tabanına kadar inen ve aküferin doygun kalınlığı boy ...
funicular water :
İri gözeneklerin içinde bulunan ve toprak katı parçacıklarının et ...
gaining stream :
Doymuş bölgeden su alan ve yeraltından gelen sularla akışı artan ...
gauge datum; gage datum (A) :
Bir eşelin sıfır noktası ile belirli bir referans düzlemi arasınd ...
gauge height; gage height (A) :
Eşel sıfır kotunun üzerindeki su kalınlığı. Seviye ve su seviyesi ...
gauge zero; gage zero (A) :
Su seviyesi ölçümünde kullanılan bir eşelin sıfır noktasının kotu ...
gauging section; gaging section (A) :
Üzerinde derinlik ve hız ölçümleri yapılan açık kanal kesiti.
gauging site; gaging site (A) :
Bir akarsu üzerinde düzenli bir şekilde su seviyesi ve debi ölçüm ...
geothermal gradient :
Birim derinlikte yeryüzü sıcaklığındaki artış (yaklaşık olarak 10 ...
geyser :
Belirli aralıklarla sıcak su fışkırtan termal kaynak.
glacier :
Genellikle uzun bir dönem boyunca bir arazi üzerinde yavaşça kaya ...
glacier flood :
Bir buzul tarafından ani olarak su salınması.
glacier ice :
Bir kara parçası üzerinde bulunan veya denizde buzdağı şeklinde y ...
glaciology :
Buzun oluşum ve özellikleri, buz birikimi ve her formdaki, özelli ...
global circulation :
Meteorolojik sistemlerin tümünü kapsayan atmosfer sisteminin hare ...
graded stream :
Sediment giriş ve çıkış miktarları arasında yaklaşık olarak belir ...
gradex method :
Taşkın frekans dağılımının yağış dağılımı yerine kullanılmasına o ...
grading :
Tortul bir materyalde tane büyüklük sınıflarınının karışım derece ...
grains of ice :
Donmuş yağmur damlaları veya büyük ölçüde eriyip sonradan yeniden ...
gravel pack :
Kuyu mahfazası ile kuyu duvarı arasındaki dairesel boşluğa konula ...
gravitational water :
Doymamış bölgede bulunan ve yerçekimi etkisiyle hareket eden su.
Gravity flow :
Yerçekiminin başat bir rol oynadığı su akımı.
grease ice :
Buz oluşumunun başlangıcında yüzeyde bulunan ve pıhtılaşmış bir y ...
gross interception loss :
Bitki örtüsü ve artıklarından buharlaşan yağmur.
ground data :
Uzaktan algılama yoluyla elde edilmiş verilerin yorumlanmasına ya ...
ground track :
Havadaki bir aracın veya bir uzay aracının gerçek uçuş yolunun ye ...
groundwater :
Doymuş bölgede yer alan yüzeyaltı suyu.
groundwater basin :
Büyük tek bir aküferi veya birbiriyle bağlanmış ve karşılıklı ili ...
groundwater dam :
Yüzey altında yeraltı suyu akışını engelleyecek bir konumda oluşm ...
groundwater dating :
Yeraltı suyunun beslenmesi ile örneklenmesi arasında geçen süreni ...
groundwater depletion curve :
Bir aküfer depolamasından suyun salınma hızını gösteren eğri.
groundwater divide :
Bir su tablası veya piyezometrik bir yüzey üzerinde bulunan ve he ...
groundwater flow :
Suyun bir aküfer içerisindeki hareketi.
groundwater hydrology :
Hidrolojinin, jeolojik koşulları da dikkate alarak yeraltı suyu i ...
groundwater level :
Bir aküfer su tablasının veya piyezometrik yüzeyinin belirli bir ...
groundwater mining :
Yeraltı suyu tablasının sızmayla gelen suların birikimiyle sırt v ...
groundwater mound :
Fosil su içeren bir aküferden su çekilmesi.
groundwater overexploitation :
Bir yeraltı suyu rezervinden ortalama beslenme hızından daha hızl ...
groundwater recession :
Yeraltı suyu depolamasındaki azalmayla ilişkili olup yeraltı suyu ...
groundwater runoff :
Yüzey akışın, zemine girerek yeraltı suyu haline gelmiş, kaynak v ...
groundwater station :
Yeraltı suyu ile ilgili olarak aşağıdaki unsurlardan bir veya dah ...
groundwater storage :
Bir aküferin doygun bölgesinde bulunan su miktarı.
gully :
Yalnızca sağnak yağışla gelen ve/veya kar erimesiyle oluşan sular ...
guttation :
Bitkilerin sıvı haldeki terleme fazlası suları dışarı atması.
gutter :
Yüzey drenajını sağlamak amacıyla karayolu kıyısına açılmış sığ s ...
hail :
Çapları 5 ile 50 mm arasında değişen veya bazen daha fazla olabil ...
halocline :
Tabakalı bir su kütlesinde en büyük tuzluluk farkına rastlanan ta ...
hanging dam :
Bir nehirdeki buz örtüsünün altında akarsu akış kesitini azaltan ...
hard pan :
suyun toprağa girişini engelleyen kesif sert tabaka.
hard water :
İçerisinde başta kalsiyum ve magnezyum tuzları olmak üzere nispet ...
hardness (of water) :
Sabunun yeterli miktarda köpürmesini engelleyen ve esas olarak ka ...
head loss :
Enerji kırılması nedeniyle toplam yükte meydana gelen azalma. Yük ...
headrace :
Bir su çarkına veya bir türbine su getiren kanal veya su yolu.
headwaters :
Bir nehrin kaynağını oluşturan akarsular.
heat balance :
Belirli bir sistemin (örneğin bir su kütlesinin) belirli bir döne ...
heat capacity :
Bir sistem tarafından emilen (veya serbest bırakılan) ısının meyd ...
heat-capacity method :
Toprak kuru yoğunluğu sabit kaldığı sürece nem içeriğine bağlı ol ...
heavy water :
Hidrojenin daha ağır (kararlı ve radyoaktif) izotopları (döteryum ...
Hele-Shaw analogue; Hele-Shaw analog (A) :
İki boyutlu düzlemsel yeraltı suyu akımı ile bir sıvının araların ...
high water :
1) Bir taşkın veya rezervuar işletmesi sırasında erişilen en yüks ...
histogram :
Sınıf frekansı ile orantılı alan kaplayan ve taban genişlikleri s ...
historical data :
Geçmişte meydana gelmiş olaylarla ilgili hidrolojik ve meteoroloj ...
hoarfrost :
Genellikle gece radyasyonu tarafından havadaki su buharının sübli ...
hodograph method :
Akış ortamının, koordinatları özgül debi veya hidrolik eğimin bil ...
homothermy :
Bir su kütlesinin sıcaklığının derinlikle değişmemesi durumu.
hook gauge; hook gage (A) :
Bir su seviyesi kotunun hassas bir şekilde ölçülmesinde kullanıla ...
humid zone :
Yağışı potansiyel evapotranspirasyondan büyük olan bölge.
hydraulic conductivity :
Doymuş haldeki gözenekli bir ortamın özgül verimi ile bu özgül ve ...
hydraulic grade line :
Bir boru üzerine akış istikameti boyunca yerleştirilmiş olan piye ...
hydraulic gradient :
1) Kapalı bir boruda : piyezometre hattının eğimi. 2) Açık kanall ...
hydraulic jump :
Açık bir kanalda suyun kritik derinlik altındaki bir seviyeden kr ...
hydraulic mean depth :
Bir akarsuyun veya kapalı bir borunun ıslak en kesit alanının ısl ...
hydraulic radius model :
Suyun toprak içerisindeki akışını değişken kesitlerdeki borularda ...
hydraulic resistivity :
Hidrolik iletkenliğin matematiksel olarak tersi.
hydraulic structures :
Su kaynaklarının kullanımı ve suyun zararlı etkilerine karşı alın ...
hydraulics :
Akışkanlar mekaniğinin, suyun (ve diğer sıvıların) borulardaki ve ...
hydrodynamic dispersion :
Moleküler difüzyon ve mikroskopik hızlarda homejenlik olmaması ne ...