eng

Haritacılık Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (F) (2)

A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V WX Y Z
F - 2. Sayfa
field equipment :
Ölçme aletinden başka çekül, sehpa, jalon gibi belirli bir gözlem ...
field inspection, classification survey :
Sferoid üzerindeki üçgenin iç açılarının toplamının 180 dereceyi ...
field inspection, field control :
Hava fotoğraflarını arazinin halihazır durumu ile karşılaştırarak ...
field intensity :
Bakınız: alan kuvveti
field of definition :
Resim alımı sırasında, cisimlere ait görüntülerin kesin ve aydın ...
field of magnetic force :
Bakınız: manyetik kuvvet alanı
field of view :
Bakış alanı olarak da adlandırılan, görüş açısından tamamen farkl ...
field point :
İçinde üçgenleme noktaları, nivelman noktaları gibi ölçme noktala ...
field position :
Arazi çalışmaları sırasında ölçümlerin kabul edilebilirliğinin be ...
field sheet :
Yeryüzünde doğrudan plançete veya benzeri yöntemlerle ölçme ve çi ...
field standardization of tape :
Arazi ölçümlerinde kullanılan çelik şerit metrenin gerçek uzunluğ ...
field stop, aperture stop :
Mercek birleşiminin bütün parçaları ve bir projeksiyon ekranındak ...
field strength :
Belirli bir noktadaki fiziksel alanın akım yoğunluğu, şiddeti ve ...
field work, ground work :
Harita alımı için yeryüzünde yapılan, seçim, tesis, gözlem gibi i ...
figure :
1.bir cismin dış çizgileri ve sınırları bakımından vasfı. 2.bir ş ...
figure of the earth :
Bakınız: jeoid
filar micrometer :
Bir vidaya tutturulmuş bir tel içeren bir mikroskop veya teleskop ...
file :
Bakınız: dosya
file structuring :
Bir dosyanın, bir grup kayıda belirli bir dosya organizasyonu ve ...
fill :
Demiryolu ve karayolunu kısaltmak, eğimini azaltmak için, araziyi ...
filling in network :
Ana nirengi, nivelman ve benzeri ağlar arasında kalan alanlar içi ...
film :
1.çok ince tabaka veya kat. 2.ışığa karşı duyarlığı olan bromürlü ...
film base :
Bakınız: eskiz
film base, film carrier :
Işığa duyarlı emülsiyon tabakasını üzerinde taşıyan, ince, esnek, ...
film camera :
Film üzerine resim alımı yapan alıcı veya film kullanan ve film ü ...
film contrasting, contrasting :
Bakınız: sertlik derecesi
film deformation :
Bakınız: film bozulması
film distortion :
Bakınız: film bozulması
film distortion, film deformation :
Film deformasyonu olarak da adlandırılan, çeşitli atmosferik etki ...
film drier :
Isıtılmış hava hareketi yaparak düzenli bir şekilde filmin kuruma ...
film magazine, magazine :
Bakınız: magazin
film mosaic, mosaic film :
Birbirleri ile birleştirilmiş film.
film plane, surface of the film :
Filmin üzerine yapıştırılmış olan gümüş bromürün meydana getirdiğ ...
film positive, positive film :
Siyah/beyaz veya renkli fotoğrafçılıkta, obje, detay ve arazinin ...
film resolution :
Bk.ayırma (çözümleme) gücü oranı ve film ayırma gücü.
film resolution rate :
Bakınız: ayırma (çözümleme) gücü oranı
film size :
Havadan resim alımında kullanılan filmin eni ve boyunun ölçüleri. ...
film speed, speed of film movement :
Filmin akış hareketinde bir saniyede alınan yol.
film spool :
Üzerine filmin rulo halinde sarılı olduğu makara.
film strip :
Fotoğraf alımı sırasında, filmin kesintisiz olarak ilerlemesi ve ...
film title information :
Bakınız: başlık bilgisi
film titling, film title :
Bakınız: başlık bilgisi
filter :
Gravite verilerinden jeoid yüksekliklerini hesaplamaya yarayan fo ...
filter cofficient :
Herhangi bir filtrenin ışığın belirli bir bölümünü yutması nedeni ...
filtering, blooming :
Bir fotoğraf veya görüntüde kaydedilmiş olan nesnelerin ve detayl ...
finder camera :
Bakınız: kılavuz kamera
finder camera, guiding camera :
Ana kameraya optik eksenleri paralel olarak bağlanan, büyültmesi ...
finder device :
Arayıcı dürbün, arayıcı kamera veya kılavuz dümen gibi herhangi b ...
fine grain :
Emülsiyonun ayırma gücünü milimetrede 120 çizgi gibi yüksek bir s ...
fine grained emulsion :
Yapısındaki gümüş bromürlü taneleri çok küçük olan emülsiyon çeşi ...
fine line :
Sürekli olarak aynı kalınlıkta düzgün ve eni dar olan çizgi.
fine-grained :
Emülsiyonundaki tanecikleri çok ince yapıda olan.
fine-meshed :
Delikleri çok küçük olan, dar gözlü koordinat ağları vb.aralıklı, ...
fiord :
Oldukça engebeli ve derin yarlı kıyılarda, buzullar tarafından aç ...
fire prevention line :
Orman yangınlarının yayılmasını engellemek veya enerji nakil hatt ...
firing chart :
Ateşleme verilerinin hazırlanması için hedefleri, kontrol noktala ...
firmament, sky :
Gökyüzünün görünüşteki yüzü.
First Level Vector Map, VMAP Level-1 :
1:250.000 ölçekli JOG (Joint Operation Graphics, Müşterek Harekat ...
first order bench mark :
Birinci derece nivelman ağında tesis edilen ve ortalama deniz sev ...
first order level :
Düzeç duyarlığı 2mm’lik bölüm için 10" veya daha az olan, farklı ...
first order leveling :
Doğruluk standartları yüksek hassas nivelman. alt derece yüksekli ...
first order traverse :
Birinci derece kontrol noktaları arasında yapılan travers ölçüsü.
first order triangulation :
Ana nirengi ağı diye de bilinen, baz, astronomi ve hassas doğrult ...
first order work :
Tanımlanmış en yüksek doğruluk ve hassasiyet derecesinde yapılan ...
fishpond, fishgarth :
Deniz ve göllerde, balıkların geçit yerlerinde balık tutmak amacı ...
fix, constant, permeanent :
Kendisinden önceki noktaya bağlanmaksızın doğru kabul edilen konu ...
fixed elevation :
Gel git gözlemleri sonucu veya daha sonraki nivelman dengelemesi ...
fixed ratio pantograph :
Bakınız: pantograf
fixed ratio projection printer :
Negatif ölçeği önceden belirlenmiş oranda diyapozitif üreten obje ...
fixed station :
Üç boyutlu arazi koordinatları (x,y,z) bilinen resim alım noktası ...
fixed station, known image point, known photo point :
Bakınız: sabit nokta
fixed-length record :
Tüm kayıtların aynı uzunluğa sahip olduğu bilgisayar veri elemanı ...
fixer :
Filmin durdurma banyosu.
fixer network :
Uçağın uçuş anında yere göre konumunu belirleme özelliği olan, do ...
fixing :
Bk.durdurma banyosu ve tespit banyosu.
fixing development :
Bakınız: durdurma banyosu
fixing development, fixer :
Bk.durdurma banyosu ve tespit banyosu.
fixing, fixer development, developer :
Birinci banyo, fiksleme banyosu, ihzar banyosu veya sabitleştirme ...
flash appartus :
Gravite ölçüleri esnasında sarkaç sürelerini belirlemek için kull ...
flashing light :
Bir devir içindeki toplam aydınlık süresi, toplam karanlık süresi ...
flat country, flat :
Bakınız: düz arazi
flat ground, flat terrain, flat country :
Bakınız: düz arazi
flat ground, flat terrain, flat country, plain in terrain :
Yükseklik farkının minimum düzeyde olduğu ve ovalar, yazılar ve d ...
flat model :
Bakınız: düz model
flat place, flat area :
Akarsularla az çok yarılmış, birikinti ovalarına oranla toprağı a ...