1. Durum, oluş, vaziyet, keyfiyet, tutum, tavır, hareket, davranış.
”Siz, benim yanımdaki hâlinizi benden ayrıldıktan sonra da koruyabilseniz yollarda melekler bile sizinle selamlaşır.” (Hadis)
2. İçinde bulunulan vakit, zaman, an.
”Hâl dediğimiz şey yarından sonra ‘mazi’ olacaktır.” (Y. K. Beyatlı)
3. İlahî bir bağış olarak, tasavvuf yoluna giren müridin kalbine gelen duygu, bu duygunun davranış biçiminde ruh ve bedenine yansıması.
”Hâl kalbe inen bir şey olup devam etmez.” (Cüneyd Bağdadi)
Azerbaycan Türkçesi: hal Türkmen Türkçesi: düşüm Gagauz Türkçesi: hal Özbek Türkçesi: kelişik Uygur Türkçesi: keliş Tat:kileşBaşkurt Türkçesi: kileşKmk: padej ~ gelişKrç.-Malk.: boluşNogay Türkçesi: kelîs Kazak Türkçesi: septewKırgız Türkçesi: cöndömöAlt:: kubultkışHakas Türkçesi: padej ~ hubulthısTuva Türkçesi: padej Şor Türkçesi: keliş Rusça: padej
Nesnelerin kesin olarak tanımlanmış koşullardaki ortak niteliklerinin tümüne verilen ad. anlamdaş durum.