İng. lattice
Bir harita ya da pafta üzerinde çizili birbiriyle kesişen konumsal doğruların oluşturduğu ve bunlardan kestirme yapılan ağ.
(mat. latis) (Alm. Gitter, n; Fr. réseau, m; İng. lattice)
mat. 1. Kristal yapıya sahip bir malzemeyi oluşturan atomların bir düzene göre dizilerek oluşturdukları üç boyutlu yapı; eşanlam: örgü. 2. Matematik ve geometride, n boyutlu uzayın basit bir şekil hücresiyle boşluk kalmayacak şekilde kaplanmasını sağlayan, vektör uzayının taban vektör kümesinin tüm tamsayı katlarını alarak üretilen matematiksel yapı.
(I) Tırpanın ağzına bağlanan üç ya da dört dişli ağaç araç. (Akçaşar *Yalvaç -Isparta)
(II) Kayıkların başaltı bölümündeki ıskara. (Zefre *Espiye -Giresun)
(III) Kol saatlerinin camını korumak için üzerine geçirilen ıskara. (Laçin -Eskişehir)
Topkapı sarayında padişah oğullarının XVI. yüzyıl sonlarından beri bir çeşit tutuklu yaşamı sürdükleri, yüksek duvar ve şimşir ağaçları ile çevrili, harem dairesine bitişik ve birçok odalarla oniki bölümden oluşan bina.
Dikey maden kuyularında insan, malzeme ve vagon (araba) nakliyatını sağlamak için kullanılan tek veya daha fazla katlı çelik konstrüksiyonlu kabin.
Tarayıcı demetin bir resmi oluşturduğunda ortaya çıkan, alt alta sıralanmış yatay çizgilerden oluşan dikdörtgen biçim.
(Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda kadın seyirciler için ayrılan kafesli yere verilen ad.