İng. Person Fr. Personne
İçerik aksini gerektirmediği sürece, gerek gerçek gerekse tüzel kişiler (*). (*) Revize Kyoto Sözleşmesi’nin genel Eki’nin 2. Bölümü
(Lat. Persona = tiyatroda oyuncunun oyunu gereği yüzüne taktığı maske sonradan oyuncunun üzerine aldığı rol, daha sonra da insanın öz niteliği, öz çizgileri anlamını almış.) : 1. (Skolastik felsefede klasik tanımını Boethius vermiştir:) Ussal varlığın bölünmez tözü.
2. (Görüngübilimde) Tinsel edimler özeği (M. Scheler).
3. Oluşumunu özgürlüğe dayatan, kendini kendisi kuran bireysel öz.
4. Yaşamın gidişi içinde tek beni kuran birlik. 5-Kendini "sen"in karşısında bir "ben" olarak yaşayan öz ya da bir "sen" olarak "ben" in karşısına çıkabilen öz.
6. Başkalarına olan davranışlarında ortaya çıkan ben (Jung). ahlaksal kişi: Sorumlu ve hesap verme yeteneği olan ben. tüzel kişi: Doğal kişi olmaksızın, hak ve ödevlerin bağımsız taşıyıcısı sayılan kişi (yasalara göre kurulmuş birlikler, dernekler, ortaklıklar, kamusal örgütler).
Çekimli eylemlerde ve adıllarda, konuşan, dinleyen, hakkında konuşulan: Geldim (geldi-m) , ben (1. kişi tekil) gel, geldin (geldi-n) , sen (2. kişi tekil) gelsin (gel-sin) , geldi, o (3. kişi tekil) geldik (geldi-k) , gelelim (gel-e-lim) , biz (I. kişi çoğul) gelin (gel-in) , geliniz (gel-in-iz) , siz (2. kişi çoğul) gelsinler (gel-sin-ler) , geldiler (geldi-ler) , onlar (3. kişi çoğul) vb.
Konuşanın kendisinden, kendisine söz söylediği kimseden veya başkasından bahsettiğine göre zamirlere ve fiillere verileri şekil, ki sirasiyle BİRİNCİ KİŞİ (Mütehellim, Première personne) İKİNCİ KİŞİ (Muhatap, Deuxième personne) ve ÜÇÜNCÜ KİŞİ (Gaip, Troisième personne) adını alır.