İng. Root
Bitkileri toprağa bağlayan ve onların topraktaki su ve besin maddelerini almalarını sağlayan organları.
Bir kelimenin, şekil öğeleri çıkarıldıktan sonra artık daha yalın bir hale konamıyan kısmı, ki bir kelime ailesi üyelerinde ya değişiksiz veya değişik olarak görünür (bk. Gövde, Köken, Taban). Bopp'tan beri, kökleri ikiye ayırırlar: bir şeyi gösterip belirtmeye yarayan GÖSTERMELİK veya ZAMİRLİK (indicative ou pronominale) kökler ile bunların dışında kalan ve bir şeyin niteliğini gösteren HABERLİK, YÜKLEMLİK, KAVRAMLIK véya FİİLLİK (attributive, predicative, significative ou verbale kökler.
(Alm. Wurzel, m; Fr. racine, f; İng. root) 1. bot. Gelişmiş kara bitkilerinin toprak altında oluşan, su ve suda erimiş mineralleri almaya yarayan, toprak üstü kısımları toprağa bağlayan ve destek olan temel organı.2. mat. Bir denklemde bilinmeyen yerine konulduğunda denklemi sağlayan sayı.
1. Bitkinin toprak altında gelişen, topraktaki tuzları ve suyu emen, bitkiyi toprağa bağlayan, karbohidratları depo eden, hormon sentezleyen ve yer çekimi doğrultusunda büyüyen yapısı.
2. Dişin, saçın, tırnağın gömülü kısımları.
Sözcüğün, ekleri ayrıldıktan sonra, geriye kalan anlamlı bölümü: Evlendirilmek sözcüğünün kökü ev, başlatılmak sözcüğünün kökü baş yapılmalı sözcüğünün kökü yap vb.
Kelimelerin bütün yapım ve çekim eklerini çıkardıktan sonra ayrılamayan ve esas (temel) anlamı taşıyan bölümü: ye-, sor-, kış, el(elig), al-, dur-, yol, ver- vb.
Taşkömürünün ısıl bozundurulmasından arta kalan, karbonca zengin, gözenekli ve kimyasal bakımdan taşkömüründen daha etkin kömür.