1. Yaşlı, ihtiyar.
2. Şeyh, mürşit, üstad.
”Ana başta taç imiş,/Her derde ilaç imiş,/Bir evlat pir olsa da/Anaya muhtaç imiş” (H. Nail Kubalı)
3. Bir tarikatın kurucusu durumunda olan kişi, tasavvuf yoluna giren ve kendini bu yolda geliştirmek isteyen insanlara yararlı ve zararlı şeyleri göstererek örnek olan kimse.
”Piri olmayan erişmez menzile,/Pir gerek kim aynayı her dem sile” (Kaygusuz Abdal)
Herhangi bir zanaatın, tarikatın kurucusu, ulusu. (Saz ozanları kendilerini yetiştirenlere ya da ozanlıkta ünlü kişilere de böyle derler. Yunus Emre, Âşık Ömer bunlardandır.)
1. Erkek savaş tutsaklarından, pencik yasasına göre ayrılan kocamışlara verilen ad.
2. Tarikat kurucusu. 3-Lonca ve fütüvvet kuruluşlarının başında bulunan yönetici.