eng

uzatma ne demek?

uzatma

Bir veya iki hecesinde uzun ünlü bulunan kelimelerde bu hecelerin uzun okunması: sade (sade), salim (salim), lazım (lazım), yarın (yarın), mevcudumuz (mevcudumuz), hakikî (hakiki), âlimane (alimane) «bilgince» vb.

Gramer Terimleri Sözlüğü

uzatma

Bacakların ve ayakların hızını ve duyarlığını geliştirmek için yapılan bir alıştırma. Çalıştırılan bacağı her iki yöne doğru olabildiğince kaydırırken parmak ucunu yere değdirmeden hareket ettirme.

uzatma

Kısa bir açınığı uzun söyleme. Uzatma arkadan gelen bir veya birkaç sesliğin düşmesi sonucu olursa ona ÖDÜNLÜ UZATMA ( Al. Compensatoire ) denir. Ağabey'in âbey söylenmesi gibi.

uzatma

Elemeli oyunlarda, kazananı ve yeniği belli etmek gerektiğinden, olağan süresi eşit sayılarla biten bir oyunun, onar dakikalık iki bölüm halinde uzatılması.

uzatma

Doğuma yardım sırasında bükülü olan baş veya bacak gibi yavru kısımlarının düzeltilme işlemi, ektensiyon.

uzatma

1. Borsada bir alışverişin gününü uzatma.
2. Borsada bir alışverişin gününü uzatmak için ödenen para.

uzatma

Bazı sözcüklerde hecenin uzun okunması: Fail, tacir, imdat vb.

uzatma

Anlama bir şey katmayan sözcükler kalabalığı, bk. çoğaltma.