İng. foundation
Gerçek veya tüzel kişilerin yeterli miktardaki mal ve haklarını, belirli ve sürekli bir amaca tahsis etmeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğu. Vakıf, kuruluş senedinde belirtilen şartlar çerçevesinde faaliyet gösterir. Anayasa Mahkemesinin 2008 yılında verdiği bir kararla vakıflara üye olma ya da üye kabul etme yolu açılmıştır
1. Bir malı harcamaktan men etme, yasaklama.
2. Bir malın mülkiyeti, vakfeden kişide kalmak üzere yararlanma hakkını insanların hizmetine sunma.
”Vaktiyle gölgesinde dinlendiğimiz çınar,/Eski mahalle, vakıf çeşme, bakımsız cami...” (C. S. Tarancı)
3. Dinin kullanılmasına onay verdiği taşınan veya taşınmayan bir maldan yararlanma hakkını, Allah rızası için toplumun kullanımına verip bu malı satmayı veya bir başka şahsa mülkiyetini devretmeyi yasaklama, engelleme.
”Vakıfların çokluğunun asıl sebebi çok daha güzeldir: Zengin ve geliri olanlar bir cami veya hayır müessesesi yapmakla vatan toprağının bir köşesine adlarını verirler, halkın hürmetini kazanırlar, meşhur olurlar, aynı zamanda uhrevi bir teselli edinirlerdi...” (Y. K. Beyatlı)
4. Dince uygun görülen taşınan veya taşınmaz maldan faydalanma hakkını – bu malı satmayı veya mülkiyetini devretmeyi yasaklama koşuluylaAllah’ın rızasını umarak toplumun kullanımına veren hayır kurumu. İslam’da vakfın temeli, Kur’an-ı Kerim, sünnet ve İslam bilginlerinin ortak görüşlerine dayanır.
”Sevdiğiniz şeyleri Allah yolunda harcamadıkça hayra tam olarak erişemezsiniz...” (Kur’an-ı Kerim 3/92) Hz. Peygamber, vakıf yapma konusunda Müslümanlara öncü olmuş ve Medine’deki yedi parça arazisini Müslümanlara vakıf olarak bağışlamıştır.
Gerçek veya tüzel kişiler tarafından yeterli mal veya hakları belirli ve sürekli bir amaca tahsis edilerek, mahkeme kararıyla kurulan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarına vakıf adı verilir (MK.101)
Gerçek veya tüzel kişiler tarafından yeterli mal veya hakları belirli ve sürekli bir amaca tahsis edilerek, mahkeme kararıyla kurulan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarına vakıf adı verilir.
Bir hizmetin sürekli olarak yapılabilmesi amacıyla, bir kimsece belli koşullarla ve resmî yoldan ayrılan mülk ya da para.
Bir malın mülkiyetini kendi şahsında tutarak yararlanma hakkını insanların hizmetine sunan kişi veya kurum, vakfeden.