Zekât, toplumsal barışı sağlayan en önemli ibadetlerden biridir. Zekât ibadeti ile zengin ve fakir arasındaki ekonomik dengesizliğin giderilmesi hedeflenir. Ayrıca, zekât verenle zekât alanı birbirine kaynaştırır. Fakirlerden zenginlere karşı oluşacak bir hoşnutsuzluğu giderir. İslam dininin en temel farzlarından biri olan zekât ibadetinin önemine Kur’an-ı Kerim’de elliye yakın ayette ve Hz. Peygamber’in birçok hadisinde vurgu yapılmıştır.
Zekât, sadece paradan değil; altından, gümüşten, tahıl ve bakliyat cinsinden, meyvelerden, madenlerden, taşımacılıktan, kira ve işyerlerinin gelirlerinden; kısacası gelir getiren her şeyden verilir.
”Zekâtlar, Allah’tan bir farz olarak ancak fakirlere, düşkünlere, zekât toplayan memurlara, kalpleri İslam dinine ısındırılacak olanlara, kölelere, borçlulara, Allah yolunda cihat edenlere ve yolculara verilir. Allah, her şeyi bilendir; hüküm ve hikmet sahibidir.” (Kur’an-ı Kerim 9/60)