eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (D - 2)
#
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (D - 2. Sayfa)
devingen birim
:
Dramaturgi çalışmasına ilişkin bir değerlendirme : Önemli oyun ki
...
devlet tiyatrosu
:
Devleten ödenek alan, kamu hizmeti ile sorumlu olan geniş olanakl
...
deyiş oyunu
:
Orta Çağ Fransa'sında iki kişi arasında koşuklu sözlerle çene yar
...
dış dekoru
:
Ev dışındaki, açık havayı, açıklığı ya da doğayı gösteren dekor.
dış uygulayım
:
Stanislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncunun yaratısı için önemli
...
dışa dönüş
:
Dansçının seyircinin bulunduğu yandan öteye dönüşü.
dışavurumcu tiyatro
:
Doğalcıların aşırı doğa kopyacılığına, izlenimciler ve simgeciler
...
dışbükey mercek
:
Yaklaştırıcı (yakınsak) mercek bakılan şey olduğundan büyük görün
...
didaskali
:
1. Antik Yunan tiyatrosunda yazarın oyun düzenini oyunculara açık
...
didaskalos
:
Antik Yunan tiyatrosunda oyunun yorumunu yapan ve genel düzeni aç
...
dik ses
:
Tiz ve tınısı olmayan ses.
dikey açı
:
Işıldaktan gelen ışınla sahne düzeyi arasındaki açı.
dikey ışıklama
:
Sahneyi ve kişileri sahne içindeki ışıldaklarla yukarıdan aşağıya
...
dikişçi
:
Tiyatro giysilerini diken işçi.
dikizlemek
:
(Argo) Matiz ve Külhanbey tarafından «gözetlemek» anlamında kulla
...
dikkat çemberleri
:
Stanislavski oyunculuk dizgesinde, dikkatin odaklanmasını kolayla
...
dikkati odaklama
:
Stanislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncunun bütün dikkatini dış
...
dilenci Arap
:
Türk gölge oyunu'nda bir ak arap tipi.
dilsiz oyunu
:
(Köy Oyunu) Anadolu köylü oyunlarında sözsüz bir oyun buna samıt
...
dinlenme yeri
:
Sanatçıların çalışma ya da gösteri aralarında dinlendikleri, otur
...
dinleyici
:
Söylenen ya da çalınan şeyi dinleyen kişi.
dip dekoru
:
Sahne dekorunun, seyircinin tam karşısına gelen arkadaki görünüşü
...
dip ışıkları
:
Sahnenin arka kesimini aydınlatan herhangi bir ışık kaynağı.
dip kumaşı
:
Sahne dekorunun seyirci karşısına gelen dip yüzünü yansıtan, üstü
...
dip müziği
:
Bir oyunda hareket ve sözlerin yanı sıra duygusal etkiyi arttırma
...
dip perdesi
:
Sahne gerisine konulan resimli perde.
dip resmi
:
Bir sahne dekorundaki çeşitli öğelere derinlik vermesi için görün
...
dipli ışıldak
:
Dip tarafından bir duya oturtulan ışıldak türü,
direnç
:
Bir nesneden birim nicelikte elektrik akımı geçebilmesi için gere
...
dirsekle denge
:
Dirsekleri destek yaparak dengeyi sağlama.
distegiya
:
Antik Yunan tiyatrosunda oyuncuların oyunu seyrettikleri binanın
...
dişi konuşmak
:
(Argo) Doğaçlama tiyatrosunda ve ortaoyunu'nda Komik'e ya da Kavu
...
dişi söz
:
(Argo) Doğaçlama tiyatrosunda ya da Ortaoyunu'nda Komiğin ya da K
...
dişlerle asılma gösterisi
:
Dişlerle tutunarak havada asılı kalma gösterisi.
dişlerle tutunma
:
Dişlerle bir ipe ya da salıncağa tutunma.
ditrambos
:
Tanrı Diyonizos onuruna söylenen, onun yaşamından, acı ve tatlı s
...
diya
:
Gergi üzerine yansıtılan resimlerin yansıtıcıya konulan pozitif f
...
diyafram
:
Işıldakların bir takısı. Bir çerçeveye oturtularak takılan diyafr
...
diyazoma
:
Antik Yunan tiyatro yapısında seyirci yerindeki katlara verilen a
...
diyonizos
:
Yunan mitologyasında, doğanın yenileyicisi ve yaşamın simgesi ola
...
diyonizya
:
Tanrı Diyonizos onuruna kutlanan törenlere verilen ad. Bunlar üç
...
dizi
:
Oturma yeri dizisi.
dizi ışıklar
:
Geniş bir alanı aydınlatan genel ışıklama dizgesi içinde kullanıl
...
dizle çağırma
:
Hayvanı dize vurarak çağırma.
doğaçlama
:
1. Betiğe dayanmadan içe doğduğu gibi oynama ve konuşma. 2. Oyun
...
doğaçlama tiyatrosu
:
Bir betiğe dayanmadan, önceden saptanmış bir gelişim çizgisi üzer
...
doğaçtan konuşma
:
Hiçbir betiğe dayanmadan konuşma. Bu da bir yaratıcılık gerektiri
...
doğal büküm
:
Düşüncelerimizi ve duygularımızı dilin gerektirdiği bükümü bozmad
...
doğal tümceleme
:
Düşünceyi ve duyguyu, dilin gerektirdiği tümcelemeyi bozmadan söy
...
doğalcı ilyatro
:
On dokuzuncu yüzyılda romantizme karşı ortaya çıkmış, doğa biliml
...
doğramacı ustası
:
Dekorun ve sahne eşyalarının doğrama işlerinin yapılmasını denetl
...
doğru akım
:
İletken bir çevrim üzerinde yön değiştirmeyen elektrik akımı.
doğru ses
:
Yükseklik yönünden kendi ses bölgesinin dışına çıkmayan ses.
doğrultmaç
:
1. Dalgalı akımı doğru akıma dönüştüren araç. 2. Bir dalgalı akım
...
dolambaçlı deyim
:
Bir şeyi uzatıp süsleyerek söyleme tutumu.
dolantı
:
Seyircinin ilgisini çekmek ya da heyecanını uyandırmak için yazar
...
dolantı komedyası
:
Kurgu ustalığı önemli olan bu komedyada olaylar ve güldürü öğesi
...
dolap çeviren
:
Kendi çıkarı için binbir türlü hile yapan, dolap çeviren kişi.
dolaşı
:
Bir tiyatro topluluğunun bir yerden başka bir yere giderek ve dol
...
dolaşıcı topluluk
:
Oradan oraya dolaşarak oyunlar oynayan taşra topluluğu.
dolaylı ışıklama
:
Aydınlatılacak alana ışık akılarının yalnızca yüzde sıfır ile yüz
...
dolaysız ışıklama
:
Aydınlatılacak alan ışık akılarının yüzde doksan ile yüzde yüz ar
...
dominus gregis
:
Roma tiyatrosunda gösterinin tüm giderlerini yüklenen topluluk yö
...
Donanma
:
Osmanlı şenliklerinin üçüncü bölümü olan gece eğlenceleri bu eğle
...
donatımcı
:
Donatımlığı hazırlayan görevli.
donatımlık
:
1. Oyuncunun rol gereği kullandığı el eşyaları ve takıları. 2. De
...
donatımlık dizelgesi
:
Oyun için gerekli olan el eşyalarını ve takıları gösteren dizelge
...
donatımlık korunağı
:
Donatımlığın saklanıp korunduğu yer.
donatımlık masası
:
Kuliste bulunan ve oyuncuların oyun boyunca donatımlıklarını alıp
...
donatımlık odası
:
Donatımlık eşyalarının bulunduğu ve onarıldığı oda.
donyağı kandili
:
Orta Çağ tiyatrosunda aydınlatmada kullanılan kandil.
doruk nokta
:
Bir oyunun geliminde ve gelişiminde kesin dönüm ya da değişim nok
...
doruktaki
:
Kolan, ya da piramidin en üstündeki kişi.
dossenus
:
Roma attelan komedyasında bilgiçlik taslayan yarı aydın tipi.
dottore
:
Roma komedyasındaki Dosennus'un (bilgiç adam) italyan halk doğaçl
...
döner sahne
:
Ekseni çevresinde dönen sahne türü.
döner yüzey
:
Sahne içinde dönebilen yüzey.
dönerek atlama
:
«Jete passé» olarak bilinir. İki ayağın birbirine koşutluk kurduğ
...
dönme
:
Jimnastikçilerin kullandıkları araç yoluyla arka arkaya dönmeleri
...
dönüm ara
:
Bir oyun betiğinde dengenin bozulduğu an.
Dönüş
:
Dansçının dönmesi.
dönüşler
:
Dansçının bir bacak üzerinde dönme hareketleri.
dönüştürücü
:
Gelen elektrik akımının gerilimini, yeğinliğini değiştiren aygıt.
dönüştürüm
:
Doğaçtan oyunculukta bir anlatımdan başka bir anlatıma güzelduyus
...
dönüşüm
:
Aristoteles'in Poetika adlı yapıtında oyun kahramanının yazgısınd
...
dördüncü ayak duruşu
:
İki ayağın yanlamasına ve birbirine koşut biçimde durması iki aya
...
dördüncü duvar
:
Sahnenin seyirciye açılan yanı. Bu deyimi ilk kez Fransız yönetme
...
dört renk aygıtı
:
Çağdaş tiyatro ışıklamasında dört rengi aynı anda verebilen aygıt
...
dört tragedya çeşidi
:
Aristoteles'e göre, tragedyanın karmaşık, aktöresel, yalın ve yık
...
dörtleme
:
1. Antik tiyatroda yazarın yarışmaya katılmak için yazmak zorunda
...
dörtlü çubuk
:
Dört jimnastikçinin çeşitli beceriler gösterdiği ve birbirinin çu
...
dörtlü dans
:
Dört bale dansçısının birlikte dans etmesi.
dörtlü kolon
:
Dört kişinin birbirinin omuzuna çıkarak oluşturdukları görünüş.
döşeme
:
Âşık gösterisinde saz faslı bittikten sonra, âşıkların başladığı
...
Dram
:
Yunancada «bir şey yapmak» ya da «yapılan bir şey» anlamına gelir
...
dram sanatı
:
insanla ilgili olan şeyi sanatsal bir yaratışla canlandıran üreti
...
dramatik
:
1. Dram'a, yani oyun türüne ilişkin olan. 2. İçinde gerilim, çatı
...
dramatik olay
:
Dramatik bir durum yaratan olay. Herşeyden önce insanla ilgili ol
...
dramatik oyuncu
:
Sözlü tiyatro oyuncusuna verilen ad.
dramatik tiyatro
:
1. Konuşmanın, hareketlerle desteklendiği tiyatro. 2. Epik tiyatr
...