eng

Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü (G)

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
G - 1. Sayfa
gaca :
Türk kukla tiyatrosunda kadın.
gaco :
(Argo) Türk gölge oyunu'nda kadın.
gag :
Bir skeçte, revüde ya da bir eğlence gösterisinde herkesin gülebi ...
gag yaratmak :
Sahnede, doğaçlamaya giderek seyirciyi güldürmek ya da hazırcevap ...
gala :
Daha çok opera için kullanılan resmi giysi ile gidilmesi zorunlu ...
galeri :
1. Roma tiyatrosunda yüksek ve uzun takma saç. 2. Tiyatro yapılar ...
garrahan :
Düzyazı okuyanlara verilen ad.
gaz lambası :
On dokuzuncu yüzyılda tiyatrolarda kullanılan aydınlatma aracı.
gazelhan :
İslam tiyatrosunda bestelenmiş şiir okuyanlara verilen ad.
gazeteci söyleşmesi :
Hacivat ile Karagöz arasında geçen, biraz gazetecileri eleştiren ...
Gazi Boşnak :
Zorba ve levent bir yeniçeri tipi.
gece gösterisi :
Hava karardıktan sonra düzenlenen gösteri.
geciktirim :
Bir oyunda seyircinin ilgisini ve gerilimini canlı tutmada kullan ...
geçiş :
Seyircilerin yerlerine gitmeleri için seyir yerinde bulunan geçiş ...
geçiş yolları :
Tiyatro yapısında bir yerden başka bir yere gitmeyi sağlayan yoll ...
geçit :
Bütün sirk sanatçılarının giysileriyle seyirci önünden geçmeleri.
geçme oranı :
Işının bir renkli süzgeçten geçme oranı.
geçmişçilik :
Sanatta ve dolayısıyla tiyatroda geçmişin değerlerine ve geleneği ...
geleceği gören :
Geleceği söyleyen falcı.
gelecekçilik :
1909 yılında, italyan yazarı Marinetti'nin Le Figaro gazetesinde ...
geleneksel gösteri :
Çağdaş tiyatro kavramına karşıt kavramı getiren tiyatro bir toplu ...
geleneksel kukla :
Bir ülkenin geleneği içinde eski yöntemle oynatılan kukla oyunu.
geleneksel türk tiyatrosu :
Türk toplumuna özgü gösterim türlerini kapsayan halk tiyatrosu ve ...
gelgeç söyleşmesi :
Hacivat ile Karagöz'ün uyaklı tek dizelik tümcelerle çene yarıştı ...
gelişim :
Bir oyunun inandırıcı aşamalarla çözüme doğru gelişmesini kapsaya ...
gelişim oyunu :
Alman tiyatrosunda bireyin olumsuzdan olumluya, aldatıcılıktan ge ...
geliştirme hareketi :
Bir bacağı kıvırarak çeşitli yükselme ve yönelimlerle dansı geliş ...
genç âşık :
Türk kukla tiyatrosunda âşık tipi.
genç erkek rolü :
Otuz yaşına kadar olan erkeklerin canlandırabileceği rol.
genç kız :
Kukla oyununda genç âşık tipi.
genç kız kahraman :
Bulvar tiyatrosunda, olay dizisinin merkezinde olan genç kız rolü ...
gençlik tiyatrosu :
Orta öğretimdeki gençler tarafından kurulan, yönetilen ve gerçekl ...
genel çalışma :
Bir oyuncunun seyirci önüne çıkartılmadan önce, bütün teknik öğel ...
genel dekor planı :
Ölçekli olarak (1/50 ya da 1/100) hazırlanan ve oyunun geçtiği ye ...
genel ışıklama :
Aydınlatma bölümlerini birleştiren, sahneyi gölgesiz, genellemesi ...
genel yönetici :
Bir tiyatronun yönetsel piramidinin en üstündeki kişi. Sanatsal i ...
geniş açılı ışıldak :
Merceksiz, ve ışığı çok geniş bir alana yayarak gölgeleri yok ede ...
geniş açılı ışın :
Gölgeleri yokeden, geniş bir oyluma yayılan ışın.
geniş dikkat çemberi :
Stanislavski oyunculuk dizgesinde, dikkatin odaklanmasını kolayla ...
geniş ses :
Sesin, uzamı yönünden geniş olması.
genişlik :
Tiyatro konuşmasında bir oyuncunun çıkardığı ses tonlarının tümüm ...
geranos :
Antik Yunan tiyatrosunda kişileri havaya kaldıran ve yukarıdan aş ...
gerçek ve inanma :
Stanislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncunun yaşam gerçeğinden sa ...
gerçekçi tiyatro :
Gerçekliği nesnel, somut ve dolayımsız olarak yeniden yaratarak y ...
gerçeklik :
Gerçek olan, var olan şeylerin tümü.
gerçeküstücü tiyatro :
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Fransa'da André Breton'un, Freud' ...
gereç dizelgesi :
Uygulama süresince yapılan harcamaları gösteren gereçlerin birim ...
gergi :
Sahnenin, oyunu engellemeyecek bir yerine konulan ve film ya da d ...
gergin ip :
Gergin bir biçimde bağlanmış gergin cambaz ipi.
gergin ip üzerinde denge :
Gerilmiş ip üzerinde dengelenme.
gergin tel :
Gergin biçimde bağlanmış cambaz teli.
geriden ışıklama :
Oyuncuları, sahne gerisinden, doksandan yüz seksen dereceye kadar ...
geriden izdüşüm :
Sahnede, gergi arkasından ya da kulisten görüntüleri yansıtma eyl ...
gerileyen renkler :
Dekorda mavi, lacivert, mor gibi renkler görsel açıdan derinlik d ...
Gerilim :
1-Seyircinin oyuna olan ilgisinde süreklilik sağlıyan düğüm, çatı ...
gerilim simgesi :
Gerilimi gösteren simge.
gerilimli olan :
1. Drama, yani oyun türüne ilişkin özellik. 2. Zaman ve öykü yönü ...
gerilme :
Klasik balede yedi tür dans hareketinden biri.
geriye dönüş :
Oyunda, önemli bir serimi yapabilmek için olay dizisinin ilerleyi ...
geriye takla :
Geriye doğru sıçrayıp eller üstüne düşmeyi kapsayan akrobatik tak ...
geriye yürüme :
Türk cambazının bir becerisi: eğik ip üzerine geri geri yukarı çı ...
germe :
Sol ayağın, sol yandaki ya da, sağ ayağın sağ yandaki elle tutulu ...
germe palangası :
Sahnede halatları gerip gevşetmeye yarayan makara.
germe teli :
Herhangi bir şeyi sağlamlaştırmada kullanılan ince germe teli.
geveze :
Boşboğaz, geveze, baltayı taşa vuran gölge oyunu tipi.
gevşek ip :
Gevşek bir biçimde bağlanmış cambaz ipi.
gevşek ip üzerinde denge :
Gevşek ip üzerinde dengelenme.
gevşek ses :
Sahne konuşmasında ünsüz harflerin söylenilmesinde organların gev ...
gevşek tel :
Gevşek bir biçimde bağlanmış cambaz teli.
Gevşeme :
Stanislàvski dizgesinde bir oyuncunun dikkati toplayabilmesi için ...
gezici kukla topluluğu :
Bir yerde yerleşik olmayan oradan oraya gezen kukla topluluğu.
gezici müze :
Büyük sirklerde bulunan ve kentten kente götürülen müze.
gezici sirk :
Kentten kentte ya da ülkeden ülkeye dolaşarak gösteriler düzenley ...
gezici tiyatro :
Belli yerleşik bir düzeni olmayan, kentten kente, köyden köye gez ...
gezinti yeri :
Bir tiyatro yapısında seyircilerin gezmeleri için ayrılmış yer.
gılama :
Tiyatro konuşmasında «r» harfini «ğ» ya da «v» biçiminde söyleme.
giriş hecesi :
Tiyatro konuşmasında bir tümcenin ya da sözcüğün ilk hecesi.
giriş kesimi :
Oyunun eylemi başlamadan önce serimi ya da açıklamaları kapsayan ...
giriş müziği :
Oyunun başladığını belirten ve girişi sağlayan müzik parçası.
giriş salonu :
Bir tiyatro yapısında, seyir yerine girmeden önce yer alan salon.
giriş yüzü :
Bir tiyatro yapısının giriş yüzü.
giriz :
(Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda «oyun» karşılığında kullanılan terim.
girmelik :
Bir tiyatroya giriş için ödenen ücret.
gişe işletmek :
(Doğaçlama) Türk doğaçlama tiyatrosunda gösteri yoluyla kazanç sa ...
giydiri :
Oyuncuları giydiren görevli.
giyinme çadırı :
Sirk sanatçılarının gösteriye hazırlandıkları çadır.
giyinme odası :
Sanatçıların tiyatroda giysilerini giyip çıkardıkları oda.
Giysi :
Oyuncuların rol gereği giydikleri giysi.
giysi arabası :
Sanatçıların giysilerinin bulunduğu araba.
giysi bekleyici :
Seyircilerin palto, şapka, baston, şemsiye gibi eşyalarının korun ...
giysi çizelgesi :
Oyun için kullanılacak giysilerin renk, biçim ve özellik açısında ...
giysi denemesi :
Oyuncuların belli bir oyun için giyecekleri giysilerin dekor ve ı ...
giysi gösterisi :
Son biçimini alıp tamamlanmış giysilerin, oyun dışı son kez oyunc ...
giysi işleri yöneticisi :
Tiyatronun giysiye ilişkin işlerinden sorumlu kişi.
giysi işliği :
Tiyatroda giysilerin biçilip dikildiği yer.
giysi korunağı :
Oyun giysilerinin korunup saklandığı yer.
giysi takısı :
Oyunlarda giysiler için gerekli olan ve oyun kişisini belirleyen ...
giysi tasarımcısı :
Yönetmenin yorumuna uygun olarak, bir oyunun giysilerini tasarlay ...
giysi taslağı :
Oyuncuların rol gereği giyecekleri giysilerin biçimlerini, renkle ...
giysili kadın dansçı :
Olması gerekenden başka bir kılıkta sahneye çıkan dansçı.