eng

Alerji Terimleri Sözlüğü: İngilizce Terimler (3)

# A B C D E F G H I İ J K L M N O P Q R S T U V WX Y Z

Alerji Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama

Alerji Terimleri Sözlüğü (3. Sayfa)

Hev b 6 :
Hevea brasiliensis isimli kauçuk ağacından üretilen lateksin bitk ...
Hev b 8 :
Hevea brasiliensis isimli kauçuk ağacından üretilen lateksin mole ...
histamine :
Mast hücrelerinde depolanan, ani aşırı duyarlılıkta önemli rolü o ...
house dust :
İnsan hayvan tüyü, derisi, akar, bakteri, küf, tekstil parçacıkla ...
house dust mite :
Ev tozları arasında bulunan, insan deri döküntüsü ve nemle yaşamı ...
human leukocyte antigens :
İnsan hücreleri yüzeyinde bulunan major histokompatibilite komple ...
hydrate :
Yapısında su bulunan herhangi bir kimyasal bileşik.
Hydration :
Bir maddenin kimyasal reaksiyon sonucu su ile birleşmesi.
hydrophilic :
Suyu emebilen
hydrophobic :
Su ile birleşmeyen, suyu emmeyen.
hygiene hypothesis :
Erken çocukluk döneminde enfeksiyon ajanlarıyla yetersiz karşılaş ...
Hymenoptera :
Bal arıları, yaban arıları ve karıncaları kapsayan zar kanatlılar ...
hypercapnia :
Kanda karbondioksit miktarının aşırı artışı.
hypereosinophilic syndrome :
Eozinofili ile seyreden, çeşitli organları tutan, miyeloprolifera ...
hyper-IgD syndrome :
Tekrarlayan ateş, karın ağrısı, eklem ve cilt tutulumu ile seyred ...
hyper-IgE syndrome :
Yüksek serum IgE düzeyi ile birlikte egzamatöz dermatit, tekrarla ...
hyper-IgM syndrome :
Serumda IgM düzeyi artışı ile birlikte diğer immünglobulin düzeyl ...
hyperkeratosis :
Derinin en dışta bulunan stratum korneum tabakasının kalınlaşması ...
hyperpnea :
Hızlı ve derin solunum.
hypersensitivity :
Bakınız: aşırı duyarlılık
hypersensitivity pneumonitis :
Duyarlanmış kişilerde organik toz partiküllerinin veya çeşitli ki ...
hypersensitivity reaction :
İmmün mekanizma ile gelişen aşırı duyarlılık reaksiyonları.
hypopnea :
Yavaş ve yüzeysel solunum.
hypoxemia :
Kanda oksijen miktarının azalması.
IgE :
Alerjik olaylarda etkili olan antikor.
Imatinib :
Tirozin kinaz inhibitörü.
Indinavir :
HIV enfeksiyonunun tedavisinde kullanılan proteaz inhibitörü.
Infliximab :
Otoimmün hastalıkların tedavisinde kullanılan, TNF-?’ya karşı mon ...
immotile cilia syndrome :
Bakınız: Primer Siliyer Diskinezi
immune complexes :
Çözünebilir bir antijen ile bu antijenin özgül epitopuna bağlı an ...
immune disorders :
Bağışıklık sisteminin doğuştan veya edinilmiş, aşırı veya yetersi ...
immune dysregulation :
Kontrolsüz veya düzensiz bağışıklık yanıtı.
immune response :
Mikroorganizma, protein ve polisakkarit gibi yabancı madde ile ka ...
immunization :
Bireysel bağışıklık sisteminin bir immünojen karşısında güçlendir ...
immunoassay :
Radyoimmünoassay, enzimimmünoassay, fluorimmünoassay alt grupları ...
immunodeficiency disease :
Bağışıklık sistemin bir veya birden çok patolojisi sonucu yetersi ...
immunodysregulation polyendocrinopathy enteropathy X-linked syndrome :
Transkriptional aktivatör FoxP3’ün işlev bozukluğuna bağlı, regül ...
immunoglobulin A :
Mukozal bağışıklıkta kritik rol oynayan, IgA1 and IgA2 alt grupla ...
immunoglobulin A deficiency :
IgA’nın selektif (izole) veya kısmi eksikliği sonucu gelişen, en ...
immunoglobulin D :
Serumdaki immünglobulinlerin %0,2’sini oluşturan, IgM ile birlikt ...
immunoglobulin E :
Yalnızca memelilerde bulunan, iki ağır ve iki hafif zincirden olu ...
immunoglobulin G :
Serum immünglobulinlerin %75’ini oluşturan, plazma B hücreleri ta ...
immunoglobulin G subclass deficiency :
IgG’nin %65’ini oluşturan IgG1, %20’sini oluşturan IgG2, %10’unu ...
immunoglobulin M :
Dolaşım sistemindeki en büyük ve antijene yanıtta ilk ortaya çıka ...
immunological tolerance :
Normal bir bağışıklık sisteminin kendi öz antijenlerine karşı yan ...
immunomodulator :
İnterferonlar, G-CSF, interlökinler, kemokinler gibi sitokinlerin ...
immunostimulator :
Bağışıklık sistemi veya onun komponentlerini uyaran, aşılar gibi ...
immunosuppressant therapy :
Otoimmün hastalıklardaki anormal bağışıklık yanıtını veya nakil r ...
immunotherapy :
Bağışıklık yanıtını uyararak, arttırarak veya baskı altına alarak ...
indoor air pollution :
Isınma veya pişirme için borusuz ocak veya sobada katı yakıt kull ...
indoor allergen :
Başta küf mantarı, ev tozu mite, hayvan epitelleri ve hamam böceğ ...
indoor samples :
Yaşam alanlarında bulunan alerjenlerin tespit edilmesi için alına ...
infection :
Hastalığa neden olan organizmaların konakta yayılması, çoğalması ...
inflammasome :
Doğal bağışıklık sisteminin bir kısmı olarak miyeloit hücrelerde ...
inflammation :
Patojenler, hasarlı hücreler ve iritanlar gibi zararlı uyaranlara ...
inflammatory disease :
Anormal enflamasyon sonucu gelişen bağışıklık ve bağışıklık dışı ...
inhalant allergen :
Başta ev tozu, küf mantarı, çayır poleni, hayvan epitelleri olmak ...
inhaled corticosteroid :
Antienflamatuvar aktiviteleri için kullanılan ve solunum yolu ile ...
innate immunity :
Patojenlerden özgül olmadan organizmayı koruyan, edinilmiş bağışı ...
inner city asthma :
Büyük şehir veya bir metropolde yoksulların oturduğu mahallelerde ...
insect bite :
Organizmada reaksiyona neden olan böcek sokmaları veya ısırmaları ...
insect sting allergy :
Arı ve sivrisinek gibi böceklerin içerdiği formik asit nedeniyle ...
integrase inhibitor :
Viral bir enzim olan integrazin blokajını sağlayarak HIV tedavisi ...
interferon-alfa :
1. Lökositlerden tarafından üretilen, viral enfeksiyonlara karşı ...
interferon-gamma :
Bağışıklık reaksiyonları esnasında antijen veya mitojen tarafında ...
interleukin :
Büyük kısmı CD4 T lenfosit olmak üzere monosit, makrofaj ile endo ...
interstitial lung disease :
Genellikle akciğer fibrozisiyle sonuçlanan, alveoler epitel, pulm ...
intravenous immunoglobulin :
Polivalan, IgG antikorunu içeren, binin üstünde verici plazmasınd ...
invitro testing :
Hastanın serumunda bulunan alerjen özgül IgE’nin ölçümüne dayanan ...
invivo testing :
Vücut dışından verilen özgül alerjenlere karşı bağışıklık sistemi ...
ipratropium bromide :
Bronş düz kasındaki muskarinik asetil kolin reseptörlerini bloke ...
irritant contact dermatitis :
Başlıca deterjan, sürfaktan ve organik çözücüler olmak üzere kimy ...
JAK-3 deficiency :
Sitokin reseptörleri ve onların sinyallerine ilişkin eksiklik son ...
Job syndrome :
Deri lezyonlarının Eyüp Peygamber’in derisine benzemesi nedeniyle ...
juvenile dermatomyositis :
Çocukluk çağında ortaya çıkan, hem deriyi hem de çizgili kasları ...
juvenile idiopathic arthritis :
On altı yaşından önce başlaması, aynı eklemde altı haftadan uzun ...
Kartagener’s syndrome :
Bronşektazi, situs inversus ve sinüzit klinik tablosunun bir arad ...
Kawasaki disease :
Bakınız: Mukokutanöz Lenf Nodu Sendromu
keratin :
Genellikle bazı çekirdekli hücrelerde bulunan suda çözünmeyen, sa ...
keratinocyte :
Derinin üst tabakası olan epidermiste bulunan keratin maddesini ü ...
keratoconus :
Atopik dermatitte sık görülen, korneanın incelip öne doğru bombel ...
ketorolac :
Ağrı kesici ve antienflamatuvar etkili steroit yapısında olmayan ...
ketotifen :
H1 reseptörleri üzerinde etkili yarışmalı olmayan ikinci kuşak an ...
Kiesselbach’s plexus :
Burunda kılcal damarların oluşturduğu, sıklıkla burun kanamaları ...
lactose intolerance :
Temel olarak süt ve süt ürünleri içinde bulunan ve glikoz ile gal ...
Langerhans cells :
Akciğer, lenf nodları, dalak ve timus gibi organlarda fakat esas ...
late-phase asthmatic response :
Akciğerlerin herhangi bir alerjene maruz kalmasından 4-8 saat son ...
late-phase response :
Bir antijen veya alerjene maruz kaldıktan 5-8 saat sonra reaksiyo ...
latex allergy :
Hevea brasiliensis adlı ağacın öz suyundan elde edilen ve birtakı ...
leukocyte adhesion deficiency syndrome :
Akyuvarların adezyonu için gerekli integrin ve selektin molekülle ...
leukotriene :
Aktif hâldeki akyuvarların plazma zarında bulunan araşidonik asid ...
leukotriene receptor antagonist :
Alerjik cevabın gelişmesinde rol oynayan mediatörlerden lökotrien ...
limbal conjunctivitis :
Kornea ile skleranın birleştiği konjonktival alanda gözlenen ve g ...
linkage analysis :
Kromozomlar üzerindeki iki genin bir nesilden diğerine aktarılırk ...
linkage disequilibrium :
Mayoz bölünme (segragasyon) sırasında hastalık oluşturan mutasyon ...
lipid transfer protein :
Besin alerjilerinden sorumlu antijenik yapıya sahip, lateks prote ...
liposomal drug delivery systems :
Konvansiyonel dozaj şekilleriyle kıyaslandığında ilacın biyoyarar ...
local anesthetic allergy :
Tıbbi girişim sırasında o bölgenin sinir iletimini geçici olarak ...
long-acting beta 2 agonists :
Başta astım olmak üzere çeşitli akciğer hastalıklarında tek başla ...
lung function test :
Çeşitli akciğer hastalıklarının tanı ve takibinde hastalığın tipi ...