eng
Dil Bilgisi Terimleri Sözlükleri
Bilim Terimleri Sözlükleri
Teknik Terimler Sözlükleri
Sanat Terimleri Sözlükleri
Spor Terimleri Sözlükleri
Hukuk Terimleri Sözlükleri
Ekonomi Terimleri Sözlükleri
Eğitim Terimleri Sözlükleri
Çevre Terimleri Sözlükleri
Sağlık Terimleri Sözlükleri
Sosyal Terimler Sözlükleri
Tarihi Şahsiyetler
Sarı Sayfalar
Çevre Terimleri Sözlüğü : İngilizce Terimler (B - 1)
Türkçe Terimler
İngilizce Terimler
Kısaltmalar
#
A
B
C
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
P
Q
R
S
T
U
V
W
X
Y
Z
Çevre Terimleri Sözlüğü İçerisinde Arama
Çevre Terimleri Sözlüğü (B - 1. Sayfa)
Backscattered ultraviolet
:
Geri saçılmış morötesi.
Bacteria
:
Klorofilsiz, tek hücreli ya da ipliksi mikroorganizma; bakteri ha
...
Bailing
:
Çöpü sıkıştırarak katı, Yüksek yoğunlukta bloklar haline getir
...
Barrier
:
Biyotanın göçme ya da günlük hareketini engelleyen etken.
Baseline profile
:
Yapay bozulmalardan önce bir bölgede bulunan çevre koşullarının v
...
Bathyal
:
Göllerin ve okyanusların en derin tabakasıyla ilgili.
bedrock
:
Toprağın altında bulunan yekpare kaya
Below detection limit
:
Saptama sınırının altında.
Beltway
:
Kentsel bir alanı çevreleyen, ana ulaşım arterlerine bağlı yol.
Bench mark
:
Özellikle harita yapımında kullanılan, bir yükseklik yâda uzaklık
...
Benefical use
:
Kamu yararına, insanların esenliğine, güvenliğine ve çevre sağlığ
...
Benhtos
:
Deniz dibi bölgesinde yaşayan yâda burada oluşmuş hayvan ve bitki
...
Benthic region
:
Hem kıyı hem de derin deniz tabanı olmak üzere, bütün okyanus dib
...
Benzene
:
Kanser yapan endüstriyel çözücü.
Benzene soluble organics
:
Benzende çözünebilen organik maddeler.
Berm
:
Eğilimli bir yüzeyden gelen drenaj ı stabilize etmeye yada denetl
...
Beryllium
:
İnsanlar üzerinde zararlı etkilere sahip metalik bir eleman.
best available technolog
:
Maliyeti göz önüne almaksızın yada uygulanmasının gerekliliği kan
...
Best available technology
:
Bakınız: En İyi Kullanılabilir Teknoloji
best practicable environmental optio
:
Belirli bir ortamda [deniz, hava, toprak] bir kirleticiye karşı g
...
Best practicable environmental option
:
Bakınız: En Kullanışlı Çevresel Seçenek
Beta radiation
:
Yüksek hızda negatif elektron radyasyonu.
Bioaccumulation
:
Biyoyoğunlaşma.
Bioassay
:
Potansiyel olarak zehirli bileşiklerin niteliğinin ve gücünün, s
...
Biochemical oxygen deman
:
Organik kirliliğin bir ölçüsü olarak kullanılan ifade. Bir su vey
...
Biochemical oxygen demand
:
Bakınız: Biyokimyasal Oksijen İhtiyacı
Biocides
:
Organizmaları öldürme yeteneğine sahip kimyasal maddeler; sterili
...
Bioconcentration factor
:
Organizmalarda bazı kimyasal maddelerin birikme mertebesini ifade
...
Bioenergetics
:
Bitkilerle hayvanlar, bitkilerle bitkiler ve hayvanlarla hayvanl
...
Biogeochemical cycling
:
Kimyasal elemanların fiziksel çevre ile organizmalar arasındaki d
...
Biological balance
:
Hayvanlarla bitkiler, bitkilerle bitkiler ve hayvanlarla hayvanla
...
biological diversity
:
Organizmaların çeşitlerinin alan ya da hacim birimi başına sayısı
...
Biological oil spill control
:
Sudaki yağ tabakalarım ayrıştırmak için bakteri kültürlerinin kul
...
Biological shield
:
Bir nükleer reaktörün personelini ve çevresini korumak amacıyla,
...
Biological treatment
:
Atık suyun mikroorganizmalar kullanılarak arıtılması.
Biomas
:
Belli bir alan ya da hacimdeki canlı organizmaların toplam kütles
...
Biomass energy
:
Bir biokütledeki organik atıklar, bitkiler yâda ağaç gibi organik
...
Biome
:
Belli bir doğal ortam ve iklimdeki bütün canlı organizmalardan ol
...
Biometry
:
Biyolojik sorunların incelenmesinde istatistik yöntemlerin uygula
...
Biomonitoring
:
Potansiyel olarak zararlı bir durumda bitki ve hayvan yaşamındaki
...
Biosphere
:
Gezegenimizin ve atmosferinin yaşam kaynağı bütün bölümlerini içe
...
Biota
:
Belirli bir bölgede ya da çevrede bulunan bitki ve hayvan yaşamın
...
Biotic
:
Bir çevredeki bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmalarla ilgili.
Biotic potential
:
Bir organizmanın varlığım sürdürme ve üreme yeteneği.
Biotope
:
Belirli bir bitki ve hayvan topluluğu için elverişli nitelikteki
...
Birth rate
:
Belirli bir grubun birim zamanda olarak ifade edilen doğum oranı.
...
bitumen
:
Yüzeyleri havanın etkilerine karşı dayanıklı kılmak yâda yol yüze
...
Black oil
:
Siyah hidrokarbon; renksiz yağların tersine, daha koyu renkli yağ
...
Black rain
:
Petrol döküntüsü, petrol kuyusu veya orman yangını gibi nedenlerl
...
Black smoke
:
Kömürün yanmasından yâda herhangi bir başka fosil yakıtın yanması
...
Black snow
:
Atmosferin parçacıklarla yoğun biçimde yüklenmiş bir bölümünden i
...
Black tide
:
Petrol döküntüleriyle kirlenmiş deniz.
Blow out
:
Basınç kontrolü kaybolduğunda ortaya çıkan yağ yada gaz sızıntısı
...
Blow-out preventer
:
Kaçak önleyici.
Bog
:
Yoğun Ötrofikasyon sonucu su kaynaklarının zengin organik birikin
...
Boom
:
Sudaki yağ serpintilerinin yayılmasını önlemek için kullanılan ay
...
Borrow
:
Bir başka alanda dolgu malzemesi olarak kullanılmak üzere bir yer
...
Bottom lands
:
Bir akarsu kanalına bitişik ve ondan biraz yüksek arazi.
Brackish
:
Hafif tuzlu su.
Braiding
:
Birbirine bağlı çok sayıda kanalı bulunan nehir korkuluğu modeli.
Breeder
:
Parçalanmayan atomları, aynı ya da farklı elemanları parçalanabil
...
Brown coal
:
Düşük kaliteli kömür; linyit.
Brown smoke
:
Fosil yakıtların nispeten düşük ısıda yanmasından oluşan ve siyah
...
Bubble concept
:
Kirletici emisyonlarının denetimi bağlamında amaçlanan sınırlamal
...
Built environment
:
Doğal çevre üzerinde insan eliyle gerçekleştirilen değişiklikleri
...
Buitdable area
:
Potansiyel inşaatlara uygun toprak.
Bullet train
:
Son derece süratli tren.
Bypass
:
Trafik, su yada kanalizasyon akışındaki yoğunluğu hafifletmek içi
...